parisa Özel Üye
Mesaj Sayısı : 420 Rep Gücü : 849 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 21/09/09
| Konu: Musavvir İsmi ..şekil suret veren Ptsi Ocak 31, 2011 7:29 am | |
| Kainat Kitabında Esma Hüsna Tecellileri Tefekkür <blockquote class="postcontent restore "> RABBİMİN HER İSMİNİN TECELLİSİ KAİNATTA VE İÇİNDE SONSUZDUR..MusavvirAllah (c.c.), Musavvir'dir.Yani yarattığı varlıklara dilediği gibi sûret biçer. Emir ve irâdesince şekil verir ve her şeyi muhtelif şekiller içinde tanzim eder.Bütün kâinatın şekli ve sûreti Allah'ın sonsuz tasvîr kudretinin eseridir.Gökyüzü, yeryüzü, tabiat, ağaçlar, canlılar, hayvanlar, kuşlar, balıklar, denizler, ufuklar, dağlar, bağlar, bahçeler, çiçekler, yapraklar ve tümüyle âlemde dört mevsim değişen ve tazelenen, şairlere ve ressamlara ilham kaynağı teşkil eden sûretler ve şekiller hep bu yüksek tasvîr hakîkatine delâlet ederler. Bütün sîmâları Musavvir-i Alîm tasvir eder. Sîmâlarda esas uzuvlar bir olduğu halde, şekilde ve sûrette görünen farklılıklar, Allah'ın dilediği gibi sûret ve şekil verdiğinin şâhitleridirler. Hâlık Teâlâ tasvîr sıfatıyla her sîmâya ayrı bir mühür vurmuştur.Musavvir ismi Kur'ân-ı Kerîm'de yer aldığı gibi, Peygamber Efendimizden (a.s.m.) Ebû Hüreyre (r.a.) tarîkiyle de rivâyet edilmiştir. Kur'ân'da Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:"Ana rahminde sizi dilediği gibi tasvîr eden (şekillendiren) Odur. Ondan başka İlâh yoktur. O Azîz'dir, Hakîm'dir." Bir diğer âyette Cenâb-ı Hak, "O Allah Hâlık, Bâri', Musavvir'dir; en güzel isimler Onundur. Göklerde ve yerde olanlar Onu tespih ederler. O Azîz'dir, Hakîm'dir" buyurur. Her baharda, her şey öylesine yeni sûretler ve yeni şekillerle donatılır ki, her bahar mevsiminde yeniden hayat sahnesine çıkan varlıkların zerrelerine kadar bütün sûretlerinin, "Yâ Musavvir! Ya Musavvir!" diye zikrettiklerini" beyan eden Bedîüzzaman, şu âlem sarayında görünen mükemmel, süslü ve nakışlı eserlerin, açık bir şekilde gayet kemâldeki fiillere delâlet ettiğini, çünkü eserlerdeki kemâlin fiillerdeki kemâlâttan ileri geldiğini ve onu gösterdiğini, fiillerin kemâlinin ise zarûretle mükemmel bir Fâile ve o Fâilin isimlerine; meselâ tasvir fiilinin, Musavvir isminin kemâline delâlet ettiğini kaydeder.Bediüzzaman Saîd Nursî'ye göre, Sani-i Hakîm, Cennetin, dünyanın, göklerin, yeryüzünün, bitkilerin, hayvanların, cinlerin, insanların, meleklerin, rûhânîlerin ve küllî-cüz'î bütün eşyanın şekillerini isimlerinin cilveleriyle tahdit ediyor, tanzim ediyor, her şeye birer muayyen miktar ve sûret veriyor. Tayin ettiği hudut içinde ilim ve hikmet cetveliyle o şeyi tasvîr ediyor. Varlıkların sîmâlarında Musavvir ismini okutturuyor. Bedîüzzaman'a göre, her bir zîhayat, teşekkülünde Musavvir isminin sayısız tecellîlerine mazhardır.Başta insan olmak üzere bütün hayvanâtın, su katrelerinden açılan pek çok mânidâr sûretleri ve bahar çiçeklerinin tohum ve zerreciklerden açılan çok câzibedâr sîmâları Fettâh ve Musavvir isimlerini okutturuyor.Bütün kâinatta tasarruf eden Musavvir isminin ve tasvîr fiilinin cilvelerini, baştan başa her şeyde müşâhede etmek mümkündür .
*********************************
<blockquote class="postcontent restore "> Kur`ân şu âyetlerle işaret eder: "Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması, O`nun varlık ve birliğinin delillerindendir. Doğrusu bunlarda, bilenler için dersler vardır." BU MUSAVVİR C.C TECELLİSİDİR.İnsanın dil, ırk ve tenlerinin, sima ve suretlerinin farklılığı yine Cenab-ı Hakk`ın varlık ve birlik delilidir.Biyolojik olarak insan derisine rengini veren, üst deride bulunan ve melamin maddesi taşıyan hücrelerdir.Sadece insanın tenine renk veren derinin özelliklerine bakacak olursak şunları hatırlarız: Derinin en önemli özelliklerinden birisi, dokunma organı oluşudur. Dokunma duygusu ellerde ve parmak uçlarında daha kuvvetlidir.BU MUSAVVİR C.C TECELLİSİDİR.Her birimizin yüzüne, kendi kişiliğimizin bir belirtisi olan güzel bir suret nakşedilmiş.Bütün insanlarda vücut sistemlerinin bir oluşu, hepsinin birden aynı elden çıktığını ve hepsi üzerinde aynı Kudretin tasarruf ettiğini gösterir.Her insanın yüzüne ayrı bir suret, ayrı renk ve güzellik verilmesi de bütün insanlara hükmü ve kudreti geçen Yaratıcımızın, her birimize ayrı ve özel bir ihsanını gösteriyor. Milyarlarca galaksiyi boşlukta döndüren, güneşimizin milyonlarca misli büyüklükteki kırmızı süper devleri sayısız ordusu içinde bir asker gibi emrine itaat ettiren, kudreti böylesine büyük bir Yaratıcının her birimize ayrı ayrı bahşettiği bu özel ikramları karşısında hayret ve takdirler içinde secdeye kapanmamak için insanoğlu hangi mazereti bulabilir? Rum Suresi, 22. Fâtır Suresi, 35:27-28HER GÜN VE HER AY BU GÖKYÜZÜNÜ DEĞİŞTİREN,KAİNATI YENİLİYEN,YENİ DEĞİŞİMLERLE MAHLUKATLAR YARATAN,ŞEKİLDEN ŞEKİLE SOKAN,YA MUSAVVİR C.CALLAHIN BİRLİK DELİLİ,KUDRETİ,İLMİ,İRADESİDİR.
**************************************
[center] Kur'ân'da Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "Ana rahminde sizi dilediği gibi tasvîr eden (şekillendiren) Odur. Ondan başka İlâh yoktur. O Azîz'dir, Hakîm'dir. " Bir diğer âyette Cenâb-ı Hak, "O Allah Hâlık, Bâri', Musavvir'dir; en güzel isimler Onundur. Göklerde ve yerde olanlar Onu tespih ederler. O Azîz'dir, Hakîm'dir" buyurur Kuran'da insanın anne karnında üç aşamalı bir yaratılışla yaratıldığı bildirilmektedir:<blockquote> ... Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz? (Zümer Suresi, 6) </blockquote> Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.' Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı. (Kıyamet Suresi, 37-39 3 KARANLIK SAFHADA ET PARÇASINA ŞEKİL VEREN ,HERGÜN YENİLİYEN,HERKESİN BİÇİMİ FAKLI BİÇİMDE TEVHİDİN MÜHRÜNÜ VURARAK YARATAN YA MUSAVVİR C.C TECELLİSİDİR.NE ANNENİN,NE BABANIN,NE BİZİM HABERİMİZ VARDIR BU ŞEKİLLENMEDE.eLLERİMİZ YÜZÜMÜZ,AYAKLARIMIZ VE İÇ ORGANLARIMIZ SAFHA SAFHA ŞEKİLENDİRİLİR. Kuran ayetlerinde haber verilen bir diğer önemli bilgi ise, insanın anne rahmindeki oluşum aşamalarıdır.BU MUSAVVİR C.C TECELLİSİDİR. Ayetlerde, anne karnında önce kemiklerin oluştuğu, daha sonra ise kasların ortaya çıkarak bu kemikleri sardığı şöyle haber verilmektedir: Sonra o su damlasını bir alak (hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. (Müminun Suresi, 14) İnsanın anne karnındaki gelişiminin pek çok aşaması Kuran'da haber verilmiştir. Müminun Suresi'nin 14. ayetinde bildirildiği gibi anne karnındaki embriyonun ilk aşama olarak kıkırdak dokusu kemikleşir. Ve daha sonra bu kemikler kas hücreleri tarafından sarılmaya başlanır. Allah bu gelişimi Kuran'da, "... daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik..." ifadesiyle en açık şekilde tarif etmiştir. BU MUSAVVİR C.C TECELLİSİDİR. hER BEBEK FARKLIDIR.ŞEKLİ,BİÇİMİ,YÜZ,SAÇTELİ,PARMAK İZİ,TEVHİDİN MÜHRÜ TURRASI,SİKKESİ VURULMUŞTUR.Cenab-ı Allah bir ayetinde şöyle buyurur: Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona Ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? (Secde Suresi, 9)O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)Şimdi düşünelim evvel ve ahirde yaşayan ve yaşayacak her mahluk özel şekil ve suret verilmiştir.Evrendeki her nokta Allah’ın yarattığı sayısız güzellikle doludur. Etrafımıza göz gezdirdiğimizde karşılaştığımız her şey; yemyeşil yapraklarla süslü dalları göğe yükselen ağaçlar, rengarenk çiçekler, sevimlilikleriyle insanın şefkat ve merhamet hislerini coşturan kediler, köpekler, tavşanlar, sincaplar, civcivler, papağanlar, heybetleriyle kendilerine hayran bırakan kaplanlar, aslanlar, atlar, tatları, koku ve estetik görünümleriyle insanı cezbeden meyveler, sebzeler, yiyecek ve içecekler, masmavi gökyüzünü saran bulutlar, Ay, Güneş, karanlıkta ışıl ışıl parlayan yıldızlar, ihtişamla yükselen dağlar, yeryüzününün büyük çoğunluğunu kaplayan denizler, okyanuslar ve saymakla bitirilemeyecek daha pek çok güzellik… Her biri Allah’ın muhteşem sanatının eşsiz örneklerindendir.Bu şekileri ol demesiyle olur.Allah'ın Musavir c.c ismi ile şekillenir tecelli eder. BÜTÜN İNSANLARDAKİ BU rABİMİN ŞEKİLLENDİRME TECELLİSİNE HAYRAN OLMAMAK MÜMKÜNMÜ.Nur Külliyatı'nda geçen, ‘sima-yı istidadiye-i hususiye’ ve ‘sima-yı vechiye-i şahsiye’ ifadelerinden anlaşıldığı üzere, suretler maddî ve manevî olmak üzere ikiye ayrılırlar. Her ruhun taşıdığı sıfatlar, kabiliyetler, istidatlar ile kendisini başkalarından farklı kılan bir manevî siması vardır. Tıpkı, her yüzün başka yüzlerden ayrı bir şekle sahip olması gibi. Manevî simaları tahayyül ve tefekkür etmemiz oldukça zor olduğundan, Musavvir ismini düşünürken daha çok maddî suretleri hatırlar, onlardaki güzellikleri ve hikmetleri düşünürüz Mahlukat henüz yaratılmamışken, her şeyin mahiyeti Allah’ın ilmindeydi. Bu mahiyetlerin her birinin de kendine has bir ‘manevî siması’ vardı. Bunlar dünya sahnesine çıkarıldıklarında her birisine ona mahsus bir maddî suret takıldı. Görünmez suretler, görünür hale geldiler. “Ete kemiğe büründüm, / Yunus diye göründüm,” beytinde, bu mânâ enfes bir şekilde dile getirilmiştir. Bütün varlık âlemi için geçerli olan bu hakikati, kâinatın bir küçük misali olan insanda, daha net olarak okuyabiliyoruz. İnsanın bir mahiyeti olduğu gibi, her bir organının da yine ayrı bir mahiyeti vardır. İlâhî ilim ve hikmet ile her organın iş görebilmesi için nasıl bir surete sahip olması gerekiyorsa, ilâhî kudret o organı ona göre yaratmış, tasvir etmiştir. </blockquote> ***********************************************
RABBİMİN HER İSMİNİN TECELLİSİ KAİNATTA VE İÇİNDE SONSUZDUR.El-Musavvir Varlıklara suret veren, tasvir eden; onları en güzel şekilde tertip edip, en güzel surette şekillendiren.Kimisini kıldın veliKimisine dendi deliSana inanmayan kuluPelesenk ettin “Yâ Musavvir”Rabbim,Ulu ALLAHım,Ne zaman masmavi gökyüzüne baksam, ne zaman başımı kendimden yana çevirsem bir esrarlı fısıltı usulca kalbime yol buluyor. Küme küme beyaz bulutların ötelerine ayarlı gözlerimin ışığı, kalbime yol bulan duygularımın özü sendendir. Bir çekirdekten bin orman yaratan, bin bir çiçeğe bin bir renk giydirip süsleyen sensin. Denizin rıhtımı kamçılayan vuruşlarında, rüzgarın dalları yaprakları bir musıki ahengiyle sallayışında senin efsunun var. Kumruların dilindeki yusufçuk şarkısında, nilüfer desenli gölün sızıldayan kamışlarında senin ezgin var.İnsanın mayasını aynı, huyunu ayrı ayrı sen diledin, sen verdin.Beni sana yakın eyle ALLAHım...Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.Bir damlayı can ve insan eyleyensin.Kapına geleni sultan eyleyensin...İnsanları farklı farklıRenk renk ettin “Yâ Musavvir”Kimisini AvrupalıFrenk ettin “Yâ Musavvir”Alemlerin Rabbi olan yüce Sultanım,Herşeyi birbirine müsemma yaratan ulu ALLAHım,Senin dergahının kapısı her dem açık. Her dem bütün yollarının ucu bize dokunur. Bütün denizlerin sana akar, bütün yıldızlar sana bakar. Ol, dedin oldu cümle kainat. Her şey senin.Senin gül kokulu desenlerinin her ilmeğinde bin sır gizli. Her giz bin giz saklar içinde. Senin bize giydirdiğin desenlerin içinden sıyrıldık dünyalık telaşlarla. Bütün eksileri, bütün yarımları ve bütün noksanları kuşandık, bilemedik.. Bizi yarımlarımızla, eksilerimizle, kusurlarımızla affeyle ALLAHım. O ilk halimizi, “Kâlu Belâ” iklimini kuşanalım yeni baştan. İzin ver, nasip eyle,Kirlenmemiş, bozulmamış mayamıza geri dönelim ALLAHım.Menekşe kokulu bir sürur düşür yüreklerimize.Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.Bir damlayı can ve insan eyleyensin.Kapına geleni sultan eyleyensin...Münezzehsin noksanlıktanHer şeyi var ettin yoktanBizi de bir başka ırktanBir Türk ettin “Yâ Musavvir”Ey Sevgili,En Sevgili olan Yâ Musavvir,Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin. Bir damlayı can eyleyen, bir saatin kadranına sıkıştırılmış zamanı an eyleyensin. Mekan ve zaman senin için anlamsız. Kapına geleni şan eyleyensin.” Bî vefadır dar-ı dünya kimseyi şad eylemez “ denen dünyayı han eyleyensin. Geldik gidiyoruz diyen bir nakaratız hayatın feracesinde. An be an beklenen güzel ölümü gözlerimize nihan eyleyensin. Buz tutmuş gecelerin ayazında senden gelecek nurdan şıklar beklemedeyiz.. Güneşi seherde tan, kainata vatan eyleyensin... iniltisi göklere çıkan cana himmetinle derman eylesin. İnkara düşmüş yürekleri, sıkıp sûzan eyleyensin. Dilediğini o an gerçek kılansın. Gördüğüm bütün güzelliklerin kusursuzluğu karşısında ürperiyoruz. Gözlerimize nehirler boşalıyor.Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.Bir damlayı can ve insan eyleyensin.Kapına geleni sultan eyleyensin...Bir damlayı can eyledinYarattın insan eyledinKimi kalbi mühürledinKimi senk ettin “Yâ Musavvir”Rabbim,Ey ulu sultanım,Sevgili ALLAHım,Hiç yoktan varolduğumu ve beni türlü nimetlerle zengin kıldığını biliyoruz. Şükür çiçeklerini demet demet sunuyorum kapına. Kabul buyur ALLAHım. Eksiklerim, yarımlarım, günahlarım var. Huzurundayım ve utanıyorum. Rahmetinin sağanağından beslenen ümît ve korku arasındayım. Üşüyorum. Davut’un esrarlı ilahileri, Musa’nın Yed-î Beyzâsı, İsa’nın kıvrılan Âsası gibi senden gelen her şeye ürperiyorum. Masmavi göklerin derinlerine uzanan minarelerin şerefesine dokunuyor güvercin yüreğim. Uçup sana gelmek diliyor. Senden gizli olmayan halimi sana anlatmaya, senden gelen, senden olan sözlerimi söylemeye utanıyorum. Sen bana ne kadar yakın, ben sana ne kadar uzağım ALLAHım?Beni sana yakın eyle ALLAHım...Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.Kapına geleni sultan eyleyensin.İsmin anan olmaz eyriBulurlar hıfz ile hayrıHerkesin yükünü ayrıDenk denk ettin “Yâ Musavvir”Ey Sevgili,En Sevgili olan Yâ Musavvir,Sen dilediğini veli, dilediğini âli eyleyensin. Kendimden sana iltica ettim ALLAHım. Ağyar ve masivanın elem ve kederinden sana sığındım. Senin mücerret nasihatın, müşahhas acılara dönüştü cehaletimin azgın ellerinde. Emirlerini unutan hıfzım bana eza ve ceza getirdi. Bin musibet belgeli yüreğimin kuytularında. İbadet ve taat ile neşveli olmayan yürekleri har, sana gelen yollarda gezinmeyeni zar eyleyensin. Heva- hevesine düşeni nar eyleyensin.Beni sana yakın eyle ALLAHım...Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.Kapına geleni sultan eyleyensin...Amin
*********************************
[/center] </blockquote> | |
|