KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 KAZA - KADER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7721
Rep Gücü : 18110
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

KAZA - KADER Empty
MesajKonu: KAZA - KADER   KAZA - KADER Icon_minitimeSalı Şub. 08, 2011 3:39 pm

KAZA - KADER



KAZA VE
KADER




Kader, Allah-ü
Teala’nın olacak olan bütün her şeyi önceden bilmesi kaza da bu bilinenin
vakti ve zamanı gelince vuku bulması, olmasıdır.



İnsan kaderin mahkumu
mudur? İnsan sadece Allah’ın yazdıklarını yapabilen bir figüran, bir
oyuncu mudur? İnsan yaptığı işlerden ne ölçüde sorumludur?




Yapılacak
işlerde karar verme yetkisi insana aittir. İnsan kendi hür iradesi ile
adam öldürme, öldürmeme içki içme içmeme...işlerine karar verir. İnsan
düşünür, karar verir ve yapar. Allah-u Teala hiç birine müdahale etmez.
Her şeyi insan kendisi yapar . Sonuçta da iyilik yaparsa cennete kötülük
yaparsa cehenneme gider. Allah-u Teala işi yapan insana müdahale etmez
sadece iyilik yap diye teşvik eder. Kötü işleri (içki, kumar, zina...)
yasaklar ve yapmamamızı ister. Ama karar verme yetkisi insana aittir ki
verdiği karara göre ya cennete ya da cehenneme kendisi gidecektir. Allah
kulunun yapacağı olaya müdahale etmez. Sadece ne karar vereceğini önceden
bilir. Ama bilmesi insanın fiilini, eylemini etkilemez. Çünkü insan
Allah’ın kaderine ne yazdığını (yani ilerde kendi hür iradesi ile ne
yapacağını ) bilememektedir.ÖZET :İNSANLAR ALLAH'IN YAZDIĞINI
YAPMIYOR , ALLAH "İNSANLARIN NE YAPACAĞINI" ÖNCEDEN BİLİYOR. Kullarının önceden ne yapacağını bilemeyen bir tanrı
“Allah” olamazdı. Buradaki tek soru insanın ne karar vereceğine müdahale
etmeyen Allah’ın olayı olmadan önce bilmesidir.



Kamer:52: "Onların yapmış oldukları"
her şey defterlerdedir."



Zaman, önce, sonra,
olayın anı... bütün bunlar insanlar için söz konusudur. Yani zaman insan
için söz konusudur. Allah için söz konusu değildir. İnsanı yarattığı gibi
zamanı da Allah yaratmıştır. Allah yarattığına mahkum olamaz, onunla
sınırlandırılamaz. Allah bütün zamanı ve zamanları görür. Tıpkı bizlerin
sınıflarımızda bulunan tarih çağları şeritlerimizde 1453’te İstanbul’un
fethedildiğini 1783’te Fransız İhtilalini gördüğümüz gibi. İşte Allah-u
Teala da yarattığı zamandaki olayları görür, bilir ve yazar. Kim
bilir belki de Allah-u Teala’nın katında kıyamet çoktan kopmuştur. Fakat
biz insanlar hür irademizle bağımsızca işlerimizi yapıp ömrümüzü
tamamlamaktayız.



Önceden bilmek olayı etkiler mi?



Bilim adamları güneşin
tutulacağı zamanı önceden hesaplayabilmektedirler. Yani bilim adamları
önceden güneşin tutulacağı zamanı bulup bunu takvimlere, kitaplara
yazmaktadırlar. Ama güneş tutulduğu zaman bilim adamları bunu yazdığı için
tutulmamaktadır. Şartlar nedenler oluşmuş ve vakti gelince güneş
tutulmuştur. Bilim adamları sadece bu şartları nedenleri önceden bilip
güneş tutulma zamanını hesaplamaktadır. İnsanlar bazı olayları önceden
bilmektedirler. Ve bu bilmeleri olayı etkilememektedir. İnsanlar bile
bildiğine göre insanları yaratan Allah her şeyi önceden görür, bilir,
işitir ve yazar.




İnsan olaylara yüksekten baktıkça daha uzağı görebilir. Bir apartmandan
ayrılan bir insan düşünelim. Onu yolcu eden kişi misafirinin az ötede
önüne çıkacak katilini göremez. Ama aynı apartmanın damındaki bir insan
ise o katili görebilir. Yüksekten helikopterle geçen bir insan ise o
katili yakalayabilecek polisi görebilir. Yani olaylara yukardan baktıkça
olayların sonrasını görme ihtimali de artar. O halde büyüklerin en büyüğü
olan olaylara en yüksekten (ve aynı zamanda en yakından) gören Allah’u
Teala elbette zamandan kayıtsız olarak her şeyi olmadan önce bilir,
görülmeyeni görür ve okunmayan bir yazı ile (alın yazısı) yazar. Zaten
görülmeyeni olacak olanı bilmese bu bir eksiklik olur ki Allah’u teala
için bu söz konusu değildir.



Hayır ve
şer (iyilik ve kötülük) Allah'tansa insanın suçu nedir?




Allah’u Teala insana
iyilik ve kötülük yapma yeteneği vermiştir. Sonra kuldan iyilik yapıp
cennetine girmesini istemiştir. Allah kuluna akıl irade vermiş ve yaptığı
işin sonucundan kendisini mesul tutmuştur. Kısaca iyiliği ve kötülüğü
yapan insandır. Allah o iyi veya kötü işi yapan kişiye o işi yapabilme
gücü verir. Fakat bu gücü verme işi insanın iradesine, isteğine göredir.
Yani insan neyi isterse (iyilik veya kötülük) Allah onu yaratır kı
sonucundan da insan kendisi mesul olabilsin, kendi iradesinin sonucuna
katlanabilsin . Allah iyi ve kötülüğü gösterir sonuçlarını (cennet,
cehennem) söyler iradeyi insana bırakır. İsteyen cennete isteyen cehenneme
gider. Allah’u teala hep iyiliğimizi ister. Mesela bir yol düşünelim yolun
iki tarafında beyaz ve kırmızı ışık veren sınır taşları vardır. Elimizde
trafik rehberi önümüzde kılavuz olan bir trafik polisi vardır. Ayrıca
Allah insana akıl da vermiştir. Şimdi polis yolu gösteriyor, trafik
rehberi yol hakkında bilgi veriyor sınır taşları yolun sınırlarını çiziyor
akıl da doğru yol bulabiliyorken bir kişi bu yolda kaza yapsa, yoldan
çıksa uçuruma düşse suç kimde olur? Şoförde mi, kılavuz (polis) da mı,
rehber de mi, sınır çizgisi taşlarında mı?



Aynı şekilde Allah
insana sınır çizmiştir. Bu taşlar ayet ve hadislerdir. Trafik polisi
peygamberdir. Trafik rehberi kitabımız Kuran’dır. Aklı da Allah vermiştir
hala daha insan uçuruma, cehennem çukuruna düşerse suç insanda olmaz da
kimde olur?



Şura suresi ayet
30: " Sizin başınıza gelen kötülükler ancak elinizle kazandıklarınızın,
yaptıklarınızın sonucudur. "



Bir musibetle mi
karşılaştık o bizim kendi elimizle yaptığımız kötülüklerin doğal
sonucudur. Başka suçlu aramak sorumluluktan kaçmaktır. Mesela bizler kendi
elimizle (parfümle, egzozla...) ozon tabakasını deliyor sonuçta güneşin
zararlı ışınlarına maruz kalıyoruz.


KAZA - KADER Kader-kendiellerinizleisledikleriniz3



Allah bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’den sonra helak etme
cezasını kıyamete dek kaldırmıştır. (Enfal suresi 32. Ayet) yani çok kötü,
pis, ahlaksız, katil bir toplum var. Allah’u Teala onları niçin helak
etmiyor? Sorusunun cevabı yukarıdaki ayettir. ALLAH TOPLU
HELAK CEZASINI KALDIRMIŞTIR FAKAT KISMİ UYARI CEZALARI
VEREBİLMEKTEDİR...



Doğal afetler bir musibet midir?



Allah bizlerden
düşünmemizi, tevekkül etmemizi (tüm tedbirlerimizi alıp, işin gücümüzü
aşan ksmını dua ile Allah’a havale etmemizi) istiyor.





İnsan deprem bölgesinde ev yapıyorsa tedbirini almalı, depreme dayanıklı
evler yapmalı, ırmak kenarında ev yapıyorsa sellere karşı tedbirlerini
almalıdır. Yoksa hiç bir tedbir almadan deprem, sele maruz kalırsa sonuç
bir musibet değil katliam olur. Ama kişi tedbirini alır, her önlemini
yerine getirir sonrada doğal afetle can-mal kaybına uğrarsa işte imtihan
ve tevekkül burada başlar. İmtihan olan musibetler yani tedbiri aldıktan
sonra bir bela başımıza gelirse buna nasıl bakmalıyız.




Ayrıca Kur’an bizlere kul hakkının yenildiği, adaletin olmadığı, zulmün
hakim olduğu yerlere bela ve musibetlerin hakim olacağını bildirir.




Her
musibet, bela müminler için hayırlıdır. Bizler görüş açımızın sınırlı
olması ve geleceği bilemememizden dolayı başımıza gelen kötülüğü her
boyutuyla tam idrak edemememiz nedeniyle olayların hayır boyutunu
görememekteyiz. Mesela yolda koşarken ayağımız taşa takılsa ve düşsek
kızarız, bağırırız. Halbuki düşmeyip hızla koşmaya devam etseydik köşeyi
dönünce karşımıza çıkacak hızla gelen arabayı göremeyip bize çarpmasına
engel olamayacaktık. Ama o düşme bizi ölümden korumuş olmaktadır,
dizimizin ağrıması pahasına.



KAZA - KADER Kazakader-gorunenkotu-iyi


Kangren
olmuş el kesilir bu kötü bir olaydır. Ama o kötü görülen olay yapılmasa bu
kez kangren bütün vücudumuza yayılacak ve ölmemize sebep olacaktır. Şimdi
hastanın doktora “acemi adam elimi niye kestin !” diye sorması doğru olur
mu? Asıl kötülük o eli kangren yapmayacak şekilde korumamaktır: (şura
:30). Her kötülüğün sebebi yine insanın kendisidir. Hatta Kur’an da bazı
insanların kalplerinin mühürlendiği bizlere bildirilir. Yine Kur’an bu
kişilerin kendi kötü fiillerinin sonucunda kalplerinin mühürlendiğini
bizlere haber verir.



Peki neden fakirlik,
sakatlık, kör, topal insanlar var?



Öncelikle çöpçü,
temizlik işçisi... gibi mesleklere ihtiyaç olduğunu belirtelim. Eğer onlar
olmazsa idi ortalık pislikten geçilmezdi. Önemli olan meslekler arasında
uyum olması, ahengin sağlanmasıdır....



Neden kör, âmâ insanlar vardır?




İnsanlar ibret alsın görüp düşünsün, şükretsin ve kendilerinin aynı
hallerle imtihan edilmedikleri için Allah’a hamt ve dua etsinler diye.Bu durumda
olanlar ise imtihan oldukları bilinciyle sabredip isyan etmediklerinden
dolayı kıyamet günü cenneti kazanabilmeleri için .



İslam musibete
uğramayan, zengin insanları şükre davet eder. Fakir belaya düçar olanları
fakirlikten, musibetten kurtulmak için tüm çabanla gayret
ettikten sonra hala gidişatı düzeltememişse imtihan bilinciyle hareket
edip sabretmeye davet eder. Şükretmeyen zengin,
sabretmeyen fakir imtihanı kaybetmiştir.

Mesela düşünelim , -Allah o imtihandan muhafaza
eylesin ama - spastik bir çocuğu olan bir aile düşününüz.Vuruyor, kırıyor,
hatta etrafı ateşe bile veriyor bazen o çocuk...Şimdi herkes
düşünür, "o aile o zeka özürlü çocukla imtihan olunuyor " diye...Peki
sorarım size , bazen etrafı yakan, yıkan, arabaları ateşe veren, sağa sola
saldıran "üniversiteli " pkk sempatizanı gençleri...şimdi onlar
"akıllı, okuyan, imtihan kazanmış,..." insanlar.Soralım şimdi:spastik
engelli olanlardan farkları ne onların...?!Hiç olmazsa spastiğin teşhisi
belli.Pkk'lı gençlerin ise aileleri hala onları "okuyo"
zannediyorlar.tedbir de almak akıllarına gelmiyor zavallıların...Şimdi
soralım , : " Hangi aile daha çetin imtihandadır...!? " Veya devam edelim,
sadece ailesine sorun çıkaran evlat mı daha çetin bir imtihandır, yoksa
topluma zarar veren "akıllı" insanlar mı ...?! Başka bir bakış açısından
olaya bakalım:Sakıp Sabancı'nın çocukları spastik özürlü olmasalardı,
Türkiye'nin ilk spastik engelli okulunu açar mı idi o çoook zengin
adam.Aklına böyle bir alan gelir mi idi...!?



Dünyada
kötülükler neden oluyor?




Kötülük iyiliğin olmamasından dolayı meydana gelir. İyiliğin olmadığı
yerde kötülük vardır. İyiliğin yokluğu kötülüğü doğurur. Ayrıca genelde
dünyaya iyilik hakimdir. Kötülük olsa bile bu iyiliğin değerinin bilinmesi
için gereklidir. Ayrıca bazı kötülükler hayra vesile olurlar. Açlık
tokluğun kıymetini hastalık sağlığın değerini... insana kavratır. Ayrıca
ağaçtan düştük diye bütün ağaçlar, suda boğulan var diye her gördüğümüz
su... kötü kabul edilemez. Bunlar istisnadır. Bunların asılları
iyidir.Özetle insan
iyi olursa her şey iyi olur. Ahiret günü de cennete gider. İnsan kötü
olursa toplum, çevre, dünya... kötü olur. Ahirette de cehenneme
girer.




Ayrıca bu "kötülük problemi" konusunda göz ardı edilen bir diğer ve önemli
mesele de , dünyanın ; eğlence, kafana göre takılma,...veya -Haşa- "bizim
Allah'ı deneyeceğimiz " bir yer değil, "biz insanlar için bir imtihan
alanı" olarak yaratılmış olduğunun göz ardı edilmesidir! Nasıl ki öğretmen
imtihanda çalışanı geçirir, çalışmayanı bırakırsa, Alemleri yoktan var
eden Allah'u Teala Azze ve Celle Hazretleri de, imtihan sınıfı
olan dünya'da, üzerinde çalışmamız için gönderdiği ders kitabı Kur'an'dan,
ve ders öğretmeni Resul'den sonra, bizi bu dünyada imtihan eder,
çalışan-mümin- Cennet'e, Kaybeden -Münkir- Cehennem'e gider.En üst makam
iyiliği ister.İlahi kanal ile bize bu hem bilgi ( kitap), hem pratik
( Sünnet ) olarak aktarılır, insanlarda bireysel bazda aldıkları
rollere göre dünya'ya iyilik veya kötülük hakim olur. Dünya'yı iyi
veya kötü yapan - Serbest iradesi ile yaratılan insanoğludur,
sorumluluktan kaçmak ise bize yüklenen görevlerden alıkoyamaz, en son
kaçabileceğimiz an ölüm anına kadar olan zamandır,bundan sonra tüm
gerçekler bizlere tek tek gösterilecektir.Yapmamız gerekirken
yapmadıklarımız, yapmamamız gerekirken yaptıklarımız bizlere
sunulacaktır.Basiret sahibi akıllı insanlar için kaçınılmaz imtihana
hazırlanmak hem dünya hem Ahiret saadeti için zarurettir.Konumuzu bir
ayeti kerime meali ile bitirelim: " Allah sizin ellerinizle zalimleri
cezalandırmak ister"
(Tevbe:14 )


Rum:41 :" İnsanların
" kendi ellerinin " kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde
" fesat" ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir
kısmını kendilerine tattırmaktadır."


KAZA - KADER Kendiellerinizleisledikleriniz3


O halde insan kendi
kaderini kendi yazar, cennete de cehenneme de kendisi gider. Kader sadece
boy pos erkek, kız olma ,göz rengi... gibi durumlar için, bizi aşan
konular için söz konusudur. Bunun dışındaki her fiil, eylem ve bunların
doğal sonucu (ceza, mükafat, cennet, cehennem) insanın kendi hür
iradesiyle seçtiği kendi tercihleridir.




“Cümle işler Hâlik’ındır kul eliyle işlenir,
İlm-i ledün bilmeyen bunu kul yaptı
sanır.”









NOT : Ağrı ,sızı , ateş , diş ve karın ağrısı ...Allah’ın insanlara verdiği
bir ceza değil , bir hediye , bir iyilik , bir lütuftur. Çünkü karın
ağrısı olmasa karnımızdaki hastalıktan haberimiz olmazdı , dişimiz
ağrımasa , dişimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdı ...O
ağrı , sızılar... bizim hastalıklara karşı alarm sistemimizdir ve
iyi ki onlar vardır.




O halde ağrı , sızı ...bir ceza değil , bir mükafat , bir hediye
‘dir.

_________________
Mevla Görelim Neyler
Neylerse Güzel Eyler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KAZA - KADER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» dua ile kader değişir mi? Allahın ata, kaza ve kader namında üç kanunu
» KAZA VE KADER (Ders Notları)
» 11. sınıf 1. ünite Kader-Kaza-sunu
» MUTLAK VE MUALLAK KADER
» Kaza-i muallak, Kaza-i mübrem. kaderi muallak Kaç çeşit kaza vardır? Kaza-i muallak, mutlak gibi kavramlar neyi ifade ediyor? ecel-i müsemma/mubrem ve ecel-i kaza/muallak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Ateist-Deistlerin vb İddialarına Cevablar-
Buraya geçin: