GEÇEN hafta Amerika'da iken "bir otomobilin plakası" dikkatimizi çekti.
Plakada "damga... Mühür... Madalya gibi bir şey" vardı.
Sonra "sürücüsüne" baktık.
Madalyalıydı.
Sürücü otomobilini parketti.
Park yerindekiler ona "saygıyla... Sevgiyle... Tebessümle" bakıyorlardı.
Kimi de gidiyor "madalyalı adamın" elini sıkıyordu.
Yanımızdakilere sorduk:
- Bu adam kim? Bu madalya neyin, nesi?
Dediler ki "bu bir gazi... Yakasındaki de Purple Heart."
Purple Heart...
Türkçesi "mor kalp."
Askerlik görevini yaparken yaralananlara verilen madalya.
Polis "mor kalpli" adama selam duruyor.
Lokantadaki garson "mor kalpli" adama "en iyi masayı" gösteriyor.
Bazı müşteriler de "mor kalpli" adamın yanına yaklaşıp "siz, bizim için savaştınız... Teşekkürler" diyor.
"Mor kalpli" adamla resim çektirenler bile var.
* * *
SAĞIMIZ, solumuz "gazi" dolu...
Ara, sıra gazetelerde bir röportaj yayınlanır...
Gülhane Hastanesi'ndeki gazilerle ilgili.
Sonra...
Sonrasını bilmiyoruz.
"Bizim için" yaralanan bu adamlar "ne yer, ne içerler?"
"Lokantaya gidecek" paraları var mı?
Garson onlara "nasıl davranır?"
Polis "selama durur mu?"
Bilmiyoruz.
* * *
MADALYA...
"Alt tarafı" teneke parçası.
Maliyeti "kaç para" ki?
Ama "anlamı... Ağırlığı" para ile ölçülebilir gibi değil.
Sahi biz de "bizim için yaralanan" insanların yakalarına "böyle bir madalya" takıyor muyuz?
Bunu da bilmiyoruz.
* * *
AMERİKA'da "mor kalpli" adamla ilgilendik.
Öğrendik ki "asker emeklileri için" bir hastane vardır.
Ve bu hastanenin kapıları, "mor kalpli" adama, ömür boyu açıktır.
* * *
AMERİKA'da bazı "şehitlikler" mevcut.
En bilineni Washington'daki Arlington Mezarlığı.
"Mor kalpli" adamın gömüleceği yer orası.
* * *
BİZ bu konu ile ilgilenince, yıllardır Amerika'da (Evansville) üniversite hocalığı yapan Mehmet Kocakülah "takvimi" gösterdi.
Takvimde "önemli günler" işaretli.
Bunlardan biri de "11 Kasım, Gaziler Günü."
Her yılın 11 Kasım'ında bankalar, okullar, hükümet binaları kapalı.
Her yerde "geçit törenleri" düzenleniyor.
Ve bütün ülke "mor kalpli" adama teşekkür ediyor.
* * *
KOCAKÜLAH Hoca'nın eşi Amerikalı... Janine.
Ondan rica ettik.
"Mor kalpli" adam ne yer, ne içer, nerede çalışır?
Öğrenmesini istedik.
Öğrendi...
Eğer "gazi" çalışabilir durumdaysa, devlet ona mutlaka iş buluyor.
Çalışamayacak durumdaysa...
Devlet onun bütün ihtiyaçlarını, ömürboyu karşılıyor.
* * *
AMERİKA'da beyaz, siyah, kadın, erkek, zengin, fakir "herkes eşit."
Ama "mor kalpli" adam, "üstün insan."
"Ayrıcalıklı."
Onun sahip olduğu ayrıcalığa "Amerikalı parlamenter bile" sahip değil.
* * *
AMERİKA'dan döneli yarın bir hafta olacak.
Kafamız hala "mor kalpli" adamda.
O "mor kalpli" adam, ülkesi için yaralandı.
Ya bizim "gazilerimiz" ne için, kim için yaralandılar?
Ey gazi!..
Yakana bir madalya takamadık.
Madalyalı pek çok "Kurtuluş Savaşı Gazisi"ni ise bir dilim ekmeğe muhtaç ettik.
Amerikalı, 11 Kasım'da gazisine "şükranını" sundu.
Bari biz de bugün... 11 Ocak Pazar günü "özürümüzü" sunalım:
- Ey gazi, senden özür diliyoruz.
yavuz donat