| KUTLU FORUM Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz |
|
| Cennette Kadınlara gılman varmı ? | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Semanur Özel Üye
Mesaj Sayısı : 920 Rep Gücü : 2246 Rep Puanı : 18 Kayıt tarihi : 23/06/09 Yaş : 60 Nerden : İzmir'den
| Konu: Cennette Kadınlara gılman varmı ? Salı Tem. 19, 2011 8:45 am | |
| Hocam cennette kadınlar için ğilmanlar var mıdır? Kadının cinsel veya duygusal yönden tatmin olması için ona gilman verilecek midir? (doğru ifade edemediysem Allah affetsin)
bizim cevabımız03 KASIM 2008 tarihin'de , Faruk BEŞER yanıtladı
Ğilmân, ğulâm kelimesinin çoğuludur. Arapçada henüz akil baliğ olmamış, hizmet yaşındaki genç oğlanlara ğulam derler. Bizdeki uşak kelimesinin karşılığıdır. Uşak da hem yeni yetme çocuk, hem de hizmetçi anlamındadır. Ğilmân da böyledir. Çünkü hizmet için bu yaş daha elverişlidir. Ğilman kelimesi Kuranı Kerimde iki yerde geçer ve kadınlara ya da erkeklere diye ayrılmaksızın cennet nimetlerinden olduğu zikredilir: "Müttakiler cennette nimetler içinde olacaklar... İştahları çektiği meyvelerden, etlerden ne isterlerse bulacaklar... Sedefindeki inci gibi ğilmanlar onların etrafında dolaşacaklar..." (Tûr 24). Rivayete göre bu ayetler gelince bir adama Hz. Peygambere sordu: "Ey Allah'ın Rasulü! Hizmet eden böyle olursa, ya hizmet edilen nasıl olur? Cevap verdiler: Vallahi, on dördünde dolunay yıldızlara göre ne ise, orada hizmet edilenler de, hizmet edenlere göre öyledirler". Bunlardan anlaşılan, ğilman'ın cennetliklere hizmet eden uşaklar olduğudur. Hizmet için erkeklik dişilik önemli olmadığı için, hizmetçi dendiğinde akla gelen ğilman kelimesi kullanılmıştır. Bunlar kadına da, erkeğe de hizmet ediyor olabilir. Zaten âkil baliğ olmayan çocuk yaşta olduklarına göre, (haşa) birer cinsel obje değildirler. ************ cennette kadına verilecek eş
Soru
cennete giden kadınlara da aynı erkeklere eşinden başka kadın ve huriler verileceği gibi kadına da başka erkekler verileceği söyleniyor. çünkü kadınlarada cennette ne isterlerse verileceği hatta fazlasıyla verileceği biliniyor. bu durumda erkek karısını başka erkeklerden kıskanmayacak mı.
Cevap
Değerli kardeşimiz; Cennette bir kadının bir tek kocası olacağına veya birden çok kocası olmayacağına dair açık bir delil var mı?
Bizce, böyle bir soruya açık bir şekilde “evet, vardır!” cevabını vermek mümkündür. Şöyle ki: Çeşitli hadis-i şeriflerde dünyada iken, kocasının ölmesi sebebiyle ikinci bir erkekle evlenmiş olan bir kadının cennette hangisiyle (öncekiyle mi sonrakiyle mi?) olacağına dair Ümm-ü Habibe’nin Peygamberimize yönelttiği soruya karşın, Peygamberimiz, güzel ahlaklı olanla birlikte olacağını bildirmiştir. Başka bir rivâyette ise, kadının dünyada evlendiği kimseler hakkında muhayyer bırakılacağı ve dilediği birisine eş olacağı bildirilmiştir. Diğer bir rivâyette de, son evlendiği kimsenin eşi olacağı ifade edilmiştir.(1)
Bu rivâyetler arasında bir çelişki yoktur. Çünkü kadının, güzel ahlaklı olan, kendisine karşı iyi davranan kocasını tercih edeceği açıktır. En son evlendiği kimseye eş olması ise, eşlerin her biri güzel ahlaklı olup, birini diğerine tercih edememesi durumu için söz konusu olabilir. Burada bizim için önemli olan bu rivâyetlerin her birinin, cennette bir kadının birden çok erkeğin eşi olmayacağına, birden fazla erkekle bir arada olamayacağına dair açık delaletidir. Çünkü eğer bir kadın cennette birden çok erkekle beraber olsaydı, öncelikle dünyada iken evlenip de kendisi gibi cennete girmiş olan dünyevî kocalarıyla birlikte olurdu. Kadının, o erkeklerden sadece birisinin eşi olacağının belirtilmesi, cennetteki evlilik hayatının sadece o erkeğe münhasır olacağının apaçık delilidir.
Kaynak: 1- Nitekim Hz. Muaviye, kocası ölen Ümmü’d-Derda ile evlenmek istediğinde, Ümmü’d-Derda bu teklifi kabul etmemiş ve gerekçesini şöyle açıklamıştır: Ebu’d-Derda bana, “kadın cennette son kocasının olacaktır. Dolayısıyla benden sonra başkasıyla evlenme” dedi. (Rivayetler için bkz. Şa’ranî, Muhtasaru Tezkireti’l-Kurtubî, s. 103).
***************
Cennette kadınların durumu hakkında bilgi verir misiniz? Kadınlara da huri gibi erkek verilecek mi, birden fazla erkekle evlenebilecek mi?
Fani hayatın sona ermesinden sonra ebedî bir saadet başlayacak. Orada Allah'ın rahmeti, lütuf ve ihsanı bütün haşmetiyle tecelli edecektir. İşte bu ebedî saadetin ve sonsuz nimet ve güzelliklerin merkezi cennettir. Cennet hem mü'min erkeklerin, hem de mü'min kadınların nimetler içinde yüzdüğü bir mekândır. Yani cennetin nimetlerinden erkekler kadar kadınlar da istifade edecek, bütün nimet ve ihsanlar her iki cinse de verilecektir. Cennet ve cennetlikler en güzel ve tatlı bir şekilde Kur’ân'da anlatılır. Çoğu yerde mü'min erkeklerle birlikte, mü'min kadınlar da zikredilir. Meselâ, Tevbe Sûresinin 72. âyetinin meali şöyledir: <blockquote> "Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara devamlı kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası için en büyük mükâfattır. İşte büyük kurtuluş budur." </blockquote> Cennetlikler ve cennet nimetleri Kur'ân'da anlatılırken cennet ehli için "müttekiler (Allah'tan hakkıyla korkanlar)" ifadesi geçer. Bu kelime hem erkekler, hem de kadınlar için müşterek kullanılır. Biri öbüründen ayırd edilmez, ayrı tutulmaz. Hadis-i şeriflerde geçen ifadeler de hem erkekler, hem de kadınlar içindir. Bütün müjdeler, taltifler, nimetler, ikramlar herkese aynıdır. Bir hadisin meali şöyle: <blockquote> "Cennet ehli cennete girdiklerinde bir vazifeli şöyle seslenir: 'Şüphe yok ki, siz cennette ebedî yaşayacak ve hiç ölmeyeceksiniz. Hastalanmayacak ve devamlı sıhhatli bulunacaksınız. Sonsuz nimetlere mazhar olacak ve hiçbir zaman hüzün ve keder görmeyeceksiniz."1 </blockquote> Başka bir hadis-i şerifte de cennet ehlinin bir hâli şöyle anlatılır: <blockquote> "Muhakkak, sizden biriniz cennetin en alt derecesinde bulunsanız bile, ona Allah'ın emri ile melekler tarafından, 'Gönlünden geçenleri iste!' denir. O da devamlı temenni eder durur. Bunun üzerine ona, 'Kalbinden geçenleri tamamen temenni ettin mi?' diye sorulur. 'Evet' cevabı verince, 'Muhakkak temenni ettiğin şeyler bir misli fazlasıyla sana verilecek' denir."2 </blockquote> Esas itibariyle cennetin nimetleri hem erkek, hem de kadın mü'minler için müşterek iken, bazı hususlarda her iki cins de birbirlerinden üstünlüklere sahiptirler. Bu üstünlüklerin bir kısmı erkeklere mahsus iken, büyük bir kısmı da kadınlara mahsustur. Kur'ân'da cennetlik kadınlar "Ezvâcün mutahharatün" yani "temiz kadınlar" olarak vasfedilir. Bu ifadenin içinde şu mânâlar saklıdır: Cennet kadınlara mekân ve meskendir. O kadınlar o yüksek cennette lâyıktırlar. Aynı zamanda Cennet derecelerinin yüksekliği nisbetinde onların güzellikleri de artar. Ve Cennet onlarla güzelleşir ve süslenir.3 Yani cennetlik kadınlar, cennetin güzelliğine güzellik katmakta, Allah'ın ebedî yurdunu süsleyen canlı bir unsur olmaktadır. Bu "mutahharatün (temiz)" ifadelerinden ayrıca şu mânalar çıkıyor: "Dünya kadınları cennete girdikten sonra kötülüklerden, kıskançlık ve benzeri çirkin huylardan arınacaklar, içleri de dışları gibi berrak ve ter temiz olacak, güzellikte hurileri geçecekler." Peygamberimiz (asm) cennetlik kadınları şöyle anlatır: <blockquote> "Onların vücutlarının güzelliği ile letafetinden dolayı her birinin baldırındaki kemiğin iliği etinin üstünden görünür. Onların aralarında ne ihtilâf vardır, ne düşmanlık, ne de çekememezlik."4 </blockquote> Yani cennet ehli kadınlar güzellikte o kadar ileride bulunuyorlar ki, sadece bir tek tırnağı dünyaya görünse güneşin ışığını kapatacak kadar parlaklıkta olan hurilerden daha güzel olacaklar. Bir kadının bundan daha güzel bir şey tahayyül etmesi mümkün müdür? Cenab-ı Hak hem erkek, hem de kadın mü'minlere kalblerinden geçenlerin bir misli fazlasını vereceğine göre, nimet ve ihsanın derecesini siz düşünün. Artık bu kadar lütuf ve ikramdan sonra "Allah, cennette bir erkeğe çok sayıda huri veriyor da, cennet ehli kadınlara neden böyle bir imkân verilmiyor?" denmez. Cennette "yok yoktur." Allah insan fıtratına en uygun şekilde her türlü nimet ve ihsanı verecek, kimseyi mahrum bırakmayacaktır. Esas mesele Allah'ın rızasına nail olmak, ebedî saadete liyakat kazanmak, fâni dünyadan imanlı olarak ayrılıp, cennetin kapısına ulaşabilmektir. Dipnotlar: 1. Müslim, Cennet 22. 2. Müslim, îman: 301. 3. Bediüzzaman Said Nursî, İşaratü'l-İcaz, s. 175. 4. Müslim, Cennet: 14-17. | |
| | | Semanur Özel Üye
Mesaj Sayısı : 920 Rep Gücü : 2246 Rep Puanı : 18 Kayıt tarihi : 23/06/09 Yaş : 60 Nerden : İzmir'den
| Konu: Geri: Cennette Kadınlara gılman varmı ? Salı Tem. 19, 2011 8:49 am | |
| Cennetteki Huri, Vildan ve Gılmanlar
<blockquote class="postcontent restore"> Cennetteki Huri, Vildan ve Gılmanlar Huri Fani hayatın sona ermesinden sonra ebedî bir saadet başlayacak Orada Allah'ın rahmeti, lütuf ve ihsanı bütün haşmetiyle tecelli edecektir. İşte bu ebedî saadetin ve sonsuz nimet ve güzelliklerin merkezi Cennettir. Cennet hem mü'min erkeklerin, hem de mü'min kadınların nimetler içinde yüzdüğü bir mekândır. Yani Cennetin nimetlerinden erkekler kadar kadınlar da istifade edecek, bütün nimet ve ihsanlar her iki cinse de verilecektir. Cennet ve Cennetlikler en güzel ve tatlı bir şekilde Kur’ân'da anlatılır. Çoğu yerde mü'min erkeklerle birlikte, mü'min kadınlar da zikredilir Meselâ, Tevbe Sûresinin 72 âyetinin meali şöyledir: "Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara devamlı kalacakları, içlerinden ırmaklar akan Cennetler, Adn Cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası için en büyük mükâfattır İşte büyük kurtuluş budur." Cennetlikler ve Cennet nimetleri Kur'ân'da anlatılırken Cennet ehli için "müttekiler (Allah'tan hakkıyla korkanlar)" ifadesi geçer. Bu kelime hem erkekler, hem de kadınlar için müşterek kullanılır Biri öbüründen ayırd edilmez, ayrı tutulmaz. Hadis-i şeriflerde geçen ifadeler de hem erkekler, hem de kadınlar içindir Bütün müjdeler, taltifler, nimetler, ikramlar herkese aynıdır Bir hadisin meali şöyle: "Cennet ehli Cennete girdiklerinde bir vazifeli şöyle seslenir: 'Şüphe yok ki, siz Cennette ebedî yaşayacak ve hiç ölmeyeceksiniz. Hastalanmayacak ve devamlı sıhhatli bulunacaksınız. Sonsuz nimetlere mazhar olacak ve hiçbir zaman hüzün ve keder görmeyeceksiniz.'' Başka bir hadis-i şerifte de Cennet ehlinin bir hâli şöyle anlatılır: "Muhakkak, sizden biriniz Cennetin en alt derecesinde bulunsanız bile, ona Allah'ın emri ile melekler tarafından, 'Gönlünden geçenleri iste!' denir.O devamlı temenni eder durur.Bunun üzerine ona, 'Kalbinden geçenleri tamamen temenni ettin mi?' diye sorulur.'Evet' cevabı verince, 'Muhakkak temenni ettiğin şeyler bir misli fazlasıyla sana verilecek.'' denir. Esas itibariyle Cennetin nimetleri hem erkek, hem de kadın mü'minler için müşterek iken, bazı hususlarda her iki cins de birbirlerinden üstünlüklere sahiptirler.Bu üstünlüklerin bir kısmı erkeklere mahsus iken, büyük bir kısmı da kadınlara mahsustur.Kur'ân'da Cennetlik kadınlar "Ezvâcün mutahharatün" yani "temiz kadınlar" olarak vasfedilir.Bu ifadenin içinde şu mânâlar saklıdır: Cennet kadınlara mekân ve meskendir.O kadınlar o yüksek Cennette lâyıktırlar.Aynı zamanda Cennet derecelerinin yüksekliği nisbetinde onların güzellikleri de artar.Ve Cennet onlarla güzelleşir ve süslenir. Yani Cennetlik kadınlar, Cennetin güzelliğine güzellik katmakta, Allah'ın ebedî yurdunu süsleyen canlı bir unsur olmaktadır.Bu "mutahharatün (temiz)" ifadelerinden ayrıca şu mânalar çıkıyor: "Dünya kadınları Cennete girdikten sonra kötülüklerden, kıskançlık ve benzeri çirkin huylardan arınacaklar, içleri de dışları gibi berrak ve ter temiz olacak.Güzellikte hurileri geçecekler.''Peygamberimiz Cennetlik kadınları şöyle anlatır:"Onların vücutlarının güzelliği ile letafetinden dolayı her birinin baldırındaki kemiğin iliği etinin üstünden görünür.Onların aralarında ne ihtilâf vardır, ne düşmanlık, ne de çekememezlik.'' Yani Cennet ehli kadınlar güzellikte o kadar ileride bulunuyorlar ki, sadece bir tek tırnağı dünyaya görünse güneşin ışığını kapatacak kadar parlaklıkta olan hurilerden daha güzel olacaklar.Bir kadının bundan daha güzel bir şey tahayyül etmesi mümkün müdür? Cenab-ı Hak hem erkek, hem de kadın mü'minlere kalblerinden geçenlerin bir misli fazlasını vereceğine göre nimet ve ihsanın derecesini siz düşünün.Artık bu kadar lütuf ve ikramdan sonra "Allah, Cennette bir erkeğe çok sayıda huri veriyor da, Cennet ehli kadınlara neden böyle bir imkân verilmiyor.'' Cennette "yok yoktur" Allah insan fıtratına en uygun şekilde her türlü nimet ve ihsanı verecek, kimseyi mahrum bırakmayacaktır. Esas mesele Allah'ın rızasına nail olmak, ebedî saadete liyakat kazanmak, fâni dünyadan imanlı olarak ayrılıp, Cennetin kapısına ulaşabilmektir. Gılman Kur’ân-ı Kerim’in sadece bir âyetinde geçen gılman tâbiri vardır.52 Sûre olan, Tûr Sûresi 24 âyetinde “Etraflarında, sedeflerinde saklı inciler gibi tertemiz gılmanlar dolaşır.'' denir. “çocuk, bıyığı yeni terlemiş genç, hizmetçi” anlamına gelen gulâm kelimesinin çoğulu olan gılman, anlaşıldığı kadarıyla, Allah’ın (cc) mü’min kulları için özel yarattığı ve vazifesi sadece hizmetkârlık olan Cennet gençleridir. Onlar cennet ehline yiyecekler ve içecekler sunarlar ve bu vazifeyi görmekten mutluluk duyarlar. Vildan Cennetliklerin etrafında, ebedî kılınmış vildân (çocuklar) dolaşıp hizmet ederler” (Vâkıa, 17) ve “Etraflarında, ebedî kılınmış vildân (çocuklar) hizmet için dolaşır durur. Onları gördüğünde, etrafa saçılmış inciler sanırsın” (İnsân, 19) âyetlerinde geçen vildân kelimesi, çocuk doğurma ve çocuk sahibi olma manalarına delalet eden v-l-d kökünden gelmektedir. Kur’ân-ı Kerim’de bu kökten gelen pek çok fiil ve isim1 kullanılmıştır. Bunlardan biri olan vildân, velîd’in çoğulu olup mevlud (doğurulmuş) manasındadır. Fakat, mevlud olmalarından sarf-ı nazarla (ana-babalarına nisbeti düşünülmeksizin) küçük çocuklar için kullanılır olmuştur.3 Velid’in ise, doğumu yaklaşmış çocuk için kullanıldığı söylense de bebek manasına geldiği daha açıktır. Çünkü âyette Hz. Musa’nın bebeklik dönemi için kullanılmıştır.5 Bu kelime hem kız hem de erkek çocukları için kullanılır. Lügatlerde velid’e, sonraki dönemlerde bu kelimeye izafe edilmiş ikinci ve üçüncü mana olarak köle ve genç hizmetçi manaları da verilmiştir.6 Vildân kelimesi, ele alacağımız iki âyet dışında, üçü Nisâ (75, 98, 127. âyetler), biri Müzzemmil (17. âyet) sûrelerinde olmak üzere 4 âyette daha geçmektedir. Müfred şekli olan velid ise bir âyette (Şuarâ, 18) geçmektedir. Nisâ sûresindeki üç âyetten ilk ikisinde vildân kelimesi mustaz’aflar (Mekke’de zor durumda bulunan hicret edememiş müslümanlar/ mustaz’afine mine’r-ricali ve’n-nisai ve’l-vildân) içinde, üçüncüsünde de yine yetim kadınların yanında çaresiz çocuklar manasında (el-müstaz’afine mine’l-vildân) üçüncü grup olarak zikredilir.Müzzemmil sûresinde ise kıyametin dehşeti anlatılırken zikredilir: “İnkâr ettiğiniz takdirde, çocukları (vildân) ihtiyarlatan bir günden nasıl korunacaksınız!?” (Müzzemmil, 17). Vâkıa, 17 ve İnsân, 19. âyetlerdeki vildân kelimesine verilen manalara göz attığımızda ise şunları görüyoruz: Çocuklar, cennet çocukları, evladlar, gencecik uşaklar, gençler, civanlar, delikanlılar, hizmetçiler, genç hizmetçiler, genç nedimler, gençlikler. Görüldüğü gibi bu âyet hakkında da benzer meâller söz konusudur. Bu meâller içinde bizce en isabetli olanları çocuklar veya cennet çocukları ifadeleridir. Çünkü vildân kelimesinin çocuklar manasına delaleti açıktır. Özetle, Vildân’ın manasının çocuklar olduğu hususunda ihtilaf söz konusu değildir. Ğılmân kelimesi erkek çocuklar için kullanıldığı, ğılmânun lehum ifadesi malikiyet manasında alınarak, “onlara ait olan ğılmân” manasını ihtiva ettiği ve hadislerde de cennetliklerin çok sayıda hizmetçileri olacağı bildirildiği için bu çocukların cennette hizmet için yaratılmış oldukları düşünülebilir. Vildân ise, hem erkek hem de kız çocuklarını kapsadığı ve kelime kök itibariyle doğumu çağrıştırdığı için bu çocukların cennetliklerin dünyada buluğ çağına ermeden vefat eden ve bunlara ilaveten bazı hadis-i şeriflerde dile getirilen, arzu ettikleri takdirde bir hamilelik sıkıntısı olmadan cennetlikler için yaratılan kendi çocukları olabilir. 8 Bu durumda dünya hayatında çocukları olmasa da, bütün cennetliklerin, cennette diledikleri kadar çocuk sahibi olmaları söz konusudur. Cennetlikler dünyadaki yaşlarına bakılmaksızın gençler sûretinde inşa olunacakları gibi, cennetlik çocuklar da, vefat yaşları ne olursa olsun çocukluğun en güzel çağında ana-babalarına ebedî bir eğlence, sürur kaynağı ve göz aydınlığı olmak üzere yeniden inşa edileceklerdir.9 Dünya hayatındaki en büyük manevî zevklerden birisi hiç şüphesiz sevimli, neşeli küçük çocuklardır. Bu durum, cennet hayatının en güzel yönlerinden birisinin bu çocuklar olacağına işaret etmektedir. musemma & sorularlaislamiyet</blockquote> | |
| | | | Cennette Kadınlara gılman varmı ? | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|