KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İslamda din ve vicdan özgürlüğü varmıdır mürtedin katli irtidat A.Kurucan A.bulaç

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

İslamda din ve vicdan özgürlüğü varmıdır  mürtedin katli irtidat  A.Kurucan A.bulaç Empty
MesajKonu: İslamda din ve vicdan özgürlüğü varmıdır mürtedin katli irtidat A.Kurucan A.bulaç   İslamda din ve vicdan özgürlüğü varmıdır  mürtedin katli irtidat  A.Kurucan A.bulaç Icon_minitimePaz Şub. 13, 2022 2:26 pm

İslamda din ve vicdan özgürlüğü varmıdır  mürtedin katli irtidat

https://www.youtube.com/watch?v=6m4CDEYV1EA&t=447s


https://www.youtube.com/watch?v=gmklUZldUBY&ab_channel=POLITURCO




1- dinden dönme, değiştirme ..

2- siyasi hukuki asayiş suç --bagy..devletin kanunlarına karşı gelme

3-hirabe  -savaş açma, muharib güç olarak düşmana katılma


aktif irtidat- pasif irtidat

siyasi irtidat itikadi irtitad-ali bulaç

katline dair kuranda sünnette ilk büyük fakihklerde  mürtedin katli vacib yok


son

islam hukuku, islamın  hukuku ..



din değiştirme anlamında irtidat -inanç özgürlüğü   savaşmıyor, suç eylemi yoksa 

kuran da ceza yok
efendimizde ceza yok
kurucu imamlarda  din  özgürlüğü-değiştrieme ceza yok


hanefiler siyer devlet arası hukuk  ahkamül mürteddin  ..savaş açmışsa hükümler değişir..kadın öldürülmez hapsedilir çünkü savaşmaz ama erkek öldürülür, çünkü savaşıyor savaş hukuku


şafiler hudud ceza hukuku bagy  asayiş kamu hukuku genel ahlaka aykırı
hirabe asayiş kapmında değerlendirip



ilk 4 asırdan sonra siyasi irtidat,savaşma olarak genelleştirilmiş
inanç özgürlüğü anlamında uygulanmamış
osmanlıda  batı baskısıyla 1844 te cezayı öteleme erteleme  kararı alınmış 1885te ise ölüm cezası kalkmış
zaman zaman siyasi suç zaman zaman itikadi suç kabül edilmiş


 

https://www.ekrangazetesi.com/haber/22775/ali-bulac-yazdi-yeni-durumda-irtidat-ve-murtedler-1.html
Ali Bulaç Yazdı: Yeni Durumda İrtidat Ve Mürtedler 1

https://alibulac.net/2021/12/10/irtidat-ve-murtedler-2/



İrtidat ve mürtedler 2
By Ali Bulaç on Aralık 10, 2021


https://farklibakis.net/yazarlar/ali-bulac-yazdi-kuran-i-kerimde-irtidat-ve-murtedler-vi-a/

Ali Bulaç Yazdı: Kur’an-ı Kerim’de İrtidat ve Mürtedler VI/A
27.01.2022

Bundan önceki yazılarımızda irtidat konusunun klasik fıkıh kitaplarında nasıl ele alındığını, sahabenin tatbikatını, mürtedlere verilecek ölüm cezası konusunda icma olup olmadığını ve Hz. Peygamber’in irtidat ve mürtedlerle ilgili hadislerini ve tatbikatını ele aldık.

Bu yazıda konunun Kur’an-ı Kerim’de nasıl ele alındığına bakmaya çalışacağız. Konuyla ilgili doğrudan veya dolaylı ayetleri üç ana grupta toplamak mümkün:

A. Münafıklar ve irtidat,

B. Kitap ehli ve irtidat,

C. Müslüman iken dinden irtidat edenler.

 A. Münafıklar

(63/Münafikun Suresi)

  1. Münafıklar sana geldikleri zaman: “Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah’ın elçisisin” dediler. Allah da bilir ki sen elbette O’nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.
  2. Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah’ın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.
  3. Bu, onların iman etmeleri sonra inkâr (irtidat) etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece O, kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar.
  4. Onlara: “Gelin Allah’ın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin” denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün.
  5. Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık bir kavme hidayet vermez.
  6. Onlar ki: “Allah’ın Resûlü yanında bulunanlara hiç bir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler” derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.


(4/Nisa suresi)


Bu ayetler grubunun, ya Uhud savaşından geri dönenler (Bkz. 3/Al-i İmran, 153) veya Mekke’de Müslümanlıklarını açığa vurdukları halde hicret etmeyenlerle ilgili indikleri rivayet edilmektedir. Uhud savaşında 300 kişi cepheden geri dönüp Hz. Peygamber’le savaşmadı. Bunun üzerine bazı Müslümanlar bunların öldürülmelerini istedi, bu konuda görüş ayrılığı çıktı. Ayetin bu olay üzerine indiği söylenir. Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurdu: “Medine güzel ve hoş şehirdir (taybe). Ateş demir ve gümüşün cürufunu nasıl dışarı atarsa, o da içindeki pislikleri öylece atar.” (Buhari, Fezailu’l Medine, 10; Müslim, Münafıkun, 6. Ayrıca bkz. 7/A’raf, 178.) Mevdudi’ye göre, burada sözü edilenler çevre kabilelerdir. Ancak müfessirler ve nüzul sebepleri üzerinde çalışanlar arasında ayetlerin nüzul sebebi üzerinde görüş birliği sağlanmış değildir.

Münafık, Allah’ın ve Müslümanların gizli düşmanıdır, zararı sadece kendine değil, başkalarına da dokunur. “Allah’ın ve Müslümanların düşmanlarıyla ilişkileri kesmek gerekir” (60/Mümtehine, 1). Bunlar düşman safında yer alan kimselerdir. M. Reşid Rıza, bu grubun önceden İslam’a girip sonra çıkan mürtedler olduğunu söyler. Bundan hareketle de, kendileri İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş açmadıkça onlara dokunulmaz. Reşid Rıza’ya göre bu ayet, savaşçı olmadığı müddetçe mürtedlere dokunulmayacağına ilişkin bir delildir.

Mümtehine sûresinde (60/8-9) iki insan grubuna işaret edilmektedir: Biri, Müslümanların din ve vicdan özgürlüğünü tanıyan, Müslümanlarla dinlerinden ve hayat tarzlarından dolayı savaşmayan; onları yurtlarından sürmeyen ve düşmanlarıyla işbirliği kurmayanlar (muahidler); diğeri bunun aksi pozisyonda olanlar (muharipler). Bu ayet kümesinde ise üç tür insan grubundan söz edilmektedir:  a) Düşman gruplar (muharipler), b) Anlaşmalılar (muahidler), c) Tarafsızlar.

Düşman gruplar muhariplerdir, onlarla savaş hali sürdükçe savaşılır. Ayet, “savaş halinde olduğunuz kimseleri bulduğunuz yerde öldürün” demektedir. Elbette bu, kişinin şu veya bu dini inancı ve kimliğinden dolayı öldürülmesini emrettiği anlamına gelmez, savaş ortamında düşman olması hasebiyle öldürülür. İkinci grupta anlaşmalılar yer alır. Anlaşmalılarla (muahidler) savaşılmayacağı açıktır. Bunlar hangi dinden olursa olsun, farketmez, puta tapıcı müşrik olsalar bile (Bkz. 9/Tevbe, 4). Eski Arap geleneğine göre, bir kabile anlaşmalı olduğu kabilenin hükümlerine tabii olurdu, çünkü o kabilenin mevlâsı idi. Yani onun gibi dost ve koruma altında kabul edilirdi. Kur’an-ı Kerim, savaş ortamında olsa dahi, anlaşmalı kabileden olan kimselerin de koruma altında olduğunu belirtmektedir.

Anlaşmalı tarafa sığınanlar da koruma altına alınır, savaş hali var diye öldürülmezler. Bu gibi kimseler anlaşmalı tarafa sığınmayı düşündükleri gibi, Müslümanlara da sığınma yolunu tercih edebilirler. Hem Müslümanlarla hem kendi kabileleriyle savaşmak istemeyenler üçüncü grubu, yani “tarafsızlar bloku”nu oluştururlar ki, bunlar da savaşın dışında tutulur.

(4/Nisa suresi)

[list=137][*]Gerçek şu, iman edip sonra inkâra sapanlar, sonra yine iman edip sonra inkâra sapanlar sonra da inkârları artanlar… Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.
[*]Münafıklara müjde ver: Onlar için gerçekten acıklı bir azab vardır.”
[/list]

(9/Tevbe suresi)

67- Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.

68- Allah, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da ve (bütün) kâfirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar için sürekli bir azab vardır.

70- Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, İbrahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan şehirlerin haberi gelmedi mi? Onlara resulleri apaçık deliller getirmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. 

71- Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

72- Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Allah’tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.

73- Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!..

74- Allah’a and içiyorlar ki (o inkâr sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkâr sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkâra sapmışlar (dinlerinden irtidat etmişler) ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir sebebi) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.


80- Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Allah’a ve elçisine (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez.

84- Onlardan ölen birinin namazını hiç bir zaman kılma, mezarı başında durma. Çünkü onlar, Allah’a ve elçisine (karşı) inkâra saptılar ve fasık kimseler olarak öldüler.

85- Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve canlarının onlar inkâr içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor

Ayetlerden açıkça anlaşıldığına göre münafıklar hakikatte inkârcılardır (9/55); inkârlarını gizleyip zahirde Müslüman gözüktükleri için açıktan inkâr eden kafir veya müşriklerden daha aşağı bir derekededirler.

Dikkat çekici husus şu ki, Mekke’nin fethinden sonra Müslümanlar artık Hicaz bölgesinin yegâne güç sahibi olmalarına, bu arada inen ayetlerde münafıklara hayli ağır eleştiriler yapılmasına rağmen münafıklara karşı tutumda herhangi (sıcak çatışmayı gerektiren) bir değişikliğe gidilmemiştir:

Münafıklar imanı kendilerine siper ederler, gösterişlidirler ancak dış görünüşlerine aldanmamak lazım. Fırsatını bulduklarında İslam inancının ana umdelerini sarsmaya, güçleri yettiğinde Müslümanları tahakkümleri altına almaya çalışırlar. Kadınları ve erkekleri birbirlerine benzer. Yalnızca İslami dönemde ortaya çıkmış değiller, tarihin her döneminde ikiyüzlü, mürai/münafık tipler olmuştur (9/70), olmaya devam edecektir.

Kur’an-ı Kerim, münafıklarla Müslümanlara buğz ve düşmanlık içinde olan Kitap ehli kimselerin “birbirlerinin kardeşleri” olduklarını (59/Haşr, 11-12) belirtir. Hz. Peygamber (s.a.) münafıkların belirgin üç özelliğini sayar: “Sözlerinde durmazlar, konuştuklarında yalan söylerler, emanete ihanet ederler.” (Buhari, İman, 24; Müslim 107-108).

Tevbe (9) suresinde bu toplumsal grubun Allah’a, Resulü’ne ve ahiret gününe inanmadıkları belirtilir; fitne çıkarmaya çalışırlar; fasıktırlar; namazı üşenerek kılarlar; infakları gönülsüzcedir; İslam’ın ana değerlerini alay konusu edindikleri ve Peygambere eziyet ettikleri için ahirette çetin bir azaba maruz kalacaklardır. Münafıkların problemi imandan sonra inkâra düşmeleri veya hiç inanmadıkları halde mü’minmiş gibi gözükmeleridir, bu ahlaki zaafları dolayısıyla iyilikten sakındırır, kötülüğü teşvik ederler; cimridirler; Allah’ı unuttukları için Allah da onları unutmuş (rahmet diyarından çıkarmıştır); kişilik profilleri kendilerinden öncekilerle birebir benzemektedir. Hz. Peygamber kendileri için istiğfar/af dilese de bu kabul edilmeyecek, bu hal üzere ölmeleri durumunda namazları kılınmayacak.

Dahası İslam’ın ana değerlerine karşı misyon üstlenmek üzere yaptıkları mescidler (mescid-i dırar) Allah’a ihlasla ibadet edilen mescid değildir, bu gibi mescidlerde namaz kılınmaz.. Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’e kâfirlere ve mürted münafıklara karşı cihad etmesini ve onlara sert ve caydırıcı davranmasını emretmektedir (66/Tahrim, 9).

Özetle, münafıklar gerçekte inkârcı/kâfir ve mürtettirler. Mürted oldukları halde haklarında ölüm cezası verilmemiştir. Bunun sebebini İmam Şafii şöyle açıklamaktadır:  Dilleriyle iman iddiasında bulunmaları onlar hakkında ölüm cezası verilmesine mani olmuştur. Demek oluyor ki, dille beyan yeterlidir, kimseye niyet isnad edilerek muamele edilmez.

Sonraki yazımızın konusu “Kitap ehli ve irtidat” ile “Müslüman iken dinden irtidat edenler” olacak.
Ali Bulaç’ın Tüm Yazıları

https://sorularlaislamiyet.com/kuran-ve-rivayetlerde-ifade-ozgurlugune-isaret-eden-belgeler-var-midir

https://sorularlaislamiyet.com/din-cihad-ve-zorlama-islam-baris-dini-midir-ben-insanlar-allahdan-baska-ilahin-olmadigina-muhammedin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
 
İslamda din ve vicdan özgürlüğü varmıdır mürtedin katli irtidat A.Kurucan A.bulaç
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mürtedin Katli ve Fikir ve İnanç Özgürlüğü
» Mürtedin Durumu Ve Özgürlük
» Çocuğumun vicdan ve merhamet sahibi olması için ne yapmalıyım?
» Oruç keffareti varmıdır?
» Meleklerin iradeleri akılları varmıdır ?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: YENİ VE EN SON :: Soru --Cevaplar-Tartışmalı Konular-
Buraya geçin: