“Hz. Yusuf zindandayken, Allah’ın yerine kuldan medet beklediği için, fazladan sekiz sene zindanda kaldı” açıklaması doğru mudur?
- İbn Kesirin de belirttiği gibi, tefsirlerde yer alan “Hz. Yusuf Allah’ın yerine kuldan medet beklediği için fazladan sekiz sene zindanda kaldı.” anlamına gelen rivayetler son derece zayıftır.(bk. İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri).
- İnsanlar hem akide hem de sebepler dairesinde yaşamak zorundadır. Akide dairesinde iken, bütün her şeyin yaratıcısının Allah olduğunu düşünmesi, sebeplere asla bir pay vermemesi gerekir. Bu dairede sebeplere bir tesir vermesi vahdaniyet akidesine, Vahid-Ahad isimlerine karşı bir su-i edeptir. Sebepler dairesinde yapılması gereken bir meşguliyet esnasında, “her şeyin yaratıcısı Allah’tır, sebeplere yapışmanın bir anlamı yoktur.” deyip tembel tembel oturmak, Allah’ın Alim, Hakim ismine karşı bir su-i edeptir. Onun kâinattaki nizam örgüsüne karşı bir temerrüttür.
Bu sebeple, Hz. Yusuf (as)’ın “kralın yanında beni an” demesinde -dinî açıdan- hiçbir sakıncası yoktur. Dolayısıyla, onun bu davranışı, zindanda fazla kalmasının sebebi olamaz. Ayette “şeytan unutturdu” ifadesi, bu unutturma işinin Allah tarafından bir ceza olarak verilmediğinin bir kanıtıdır.
- O halde, bizim sebeplere yapışmamızda hiçbir günah olmadığı gibi, Allah’ın Hakim ismine karşı bir saygı ifade ettiği için -halis bir niyetle yapıldığı takdirde- sevaplı bir ibadettir.
“Tedavi olun, şifa bulun.” (bk. Tirmizî, Tıbb, 2; Ebû Dâvud, Tıbb, 1) mealindeki hadiste “sebeplere riayet etmenin gereği” açıkça vurgulanmıştır. Yeter ki, şifayı Allah’tan bilelim, ilacı Allah’ın şifasına kavuşmaya bir vesile bilelim.
Hulasa; “İzzet ve azamet ister ki, esbap/sebepler perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve celal ister ki, esbap elini çeksin tesir-i hakikiden.”