Bir gün Hazret-i Fahr-i Alem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Zerr-i Gıfari -radıyallahu anh-'e buyurdular ki:
— Yâ Ebâ Zerr, Allah güzeldir, güzeli sever. Benim niçin gamlandığımı, ne düşündüğümü ve neye müştak olduğumu biliyor musun Yâ Ebâ Zerr?
—Bilmiyoruz yâ Resûlellah, gam ve düşünceni bize haber ver!
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- :
« — Aaah!» dedi, İştiyakım benden sonraki İhvanıma kavuşmak içindir, onların durumları enbiyanın durumları gibidir. Onlar şühedâ menzilesindedirler. Babalarından analarından ve kardeşlerinden sadece Allah Teâlâ'nın rızasını kazanmak için ayrı düşerler. Malı Allah için terkederler. Nefislerini tevazu ile hor hakir ederler. Şehevâta ve dünya fuzûliyyatına rağbet etmezler. Allah'ın beytlerinden bir beytde muhabbet'ullah'dan dolayı mağmum ve mahzun olarak toplanmışlar, kalblerini Allah'a vermişler, ruhlar Allah'a bağlı, onları bilmek Allah'a aid. Onların birinin hastalanması bir sene ibâdetden efdal olur. Eğer istersen daha anlatayım yâ Ebâ Zerr?
— İsterim yâ Resûlallah!
« — Onlardan biri öldüğü zaman Allah indindeki şereflerinden dolayı semâda ölenler gibidirler. Eğer istersen daha anlatayım Yâ Eba Zerr?»
— İsterim yâ Resûlellah!
« — Onlardan birisi elbisesindeki bir müteezzi olduğu vakit ona Allah indinde yetmiş hacc ve gazve ecri ve İsmail zürriyyetinden kırk köle azad etmiş sevabı verilir, onlardan da her birisi on iki bin kişiye muâdildir. Eğer istersen daha ziyade edeyim yâ Ebâ Zerr?»
— Evet yâ Resûlellah!
« — Onlardan birisi ehlini zikredip de gamlandığı vakit her bir nefesine bin bin derece yazılır. Eğer istersen daha ziyade edeyim yâ Ebâ Zerr?»
— Evet yâ Resûlallah!
« — Onlardan birisinin arkadaşları arasında İki rek'at namaz kılması Nûh -aleyhisselam-'ın Cebel-i Lübnan'da bin yıl ibâdet ettiği gibi ibâdet eden bir adamın ibâdetinden daha efdaldir. İstersen daha ziyâde edeyim yâ Ebâ Zerr?»
— İsterim yâ Resûlellah!
« — Onlardan birisinin tesbihi, kıyamet gününde bütün dünya dağları kadar altın tasadduk edip de gelen bir kimsenin ecrinden daha fazladır. İstersen daha sayayım Yâ Ebâ Zerr?»
« — Evet Yâ Resûlellah!» dedim Mefhar-i Mevcudat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz saymağa devam etdiler:
« — Onlardan birine bir kerre nazar etmen, Allah indinde Beyt'ullah'a nazar etmenden daha sevimlidir, ona nazar eden Allah'a nazar etmiş gibidir. Onun sevindirdiği kimse Allah'ın sevindirdiği bir kimse gibidir. Onu it’âm eden Allah'ı it’âm etmiş gibidir. Eğer istersen ziyade edeyim yâ Ebâ Zerr?
— Evet yâ Resûlellah!
— Onların yanına günahlardan ısrar ede ede hantallaşmış bir topluluk oturunca Allah onlara nazar-ı rahmet ile nazar edip günahlarını onların hürmetine afv etmeden kalkmazlar.
— Yâ Ebâ Zerr, onların gülmeleri ibâdettir, şakalaşmaları tesbihtir, uykuları sadakadır. Allah onlara her gün yetmiş kerre nazar eder. Ben bunlara müştakım Yâ Ebâ Zerr!
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bitkin bir şekilde saçlarını düzeltti, sonra başını kaldırdı, ağlıyordu, gözyaşları gözlerinden inci daneleri gibi dökülüyordu. Bir kerre daha «Aaah!..» dedi. Onlara müştakım, onlara kavuşmak istiyorum, buyurdu.
Sonra Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: -- Allah'ım, onları muhafaza et, muhaliflerine karşı onlara yardım et, kıyamette gözümü onlarla nûrlandır.
Dikkat edin, Allah'ın o velîleri ki, onlara korku yokdur, onlar mahzun da olmayacaklardır.» buyurmuşlar. (Yunus:62)
(Mahmud Sami Ramazanoğlu, Ashab-ı Kiram-2, sayfa:216-219.)