| KUTLU FORUM Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz |
|
| 7.SINIF DERS NOTLARI-SERVET ZEYREK | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
huzeyfe Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 7719 Rep Gücü : 18108 Rep Puanı : 23 Kayıt tarihi : 27/03/09
| Konu: 7.SINIF DERS NOTLARI-SERVET ZEYREK Perş. Ağus. 11, 2011 1:06 pm | |
| ÜNİTE: 2 : KÜLTÜRÜMÜZ VE DİN Kültürün Ayrılmaz Öğesi Olarak Din. Din kültürün ana kaynağıdır. Bütün kültürlerde dinin etkisi açıkça görülür. İlahi veya beşeri kaynaklı olan bütün dinler toplumların kültürlerinin bir parçasıdır. Din ve kültür son derece iç içedir.Ancak aynı şeyler değildir. Kültür bir bütündür, Din ise onu tamamlayan parçaların en önemlisidir. Allah insanları birbirlerini tanısınlar diye kavim kavim millet millet yaratmıştır. Her milletin kültürü o toplumun gelişmesini etkiler, gelecek nesillere aktarılmasını kolaylaştırır. Bizim kültürümüz içinde en önemli pay dinimiz İslam’ dır. İslam’ın ana kaynağı ise Kur’an’dır. Bu ana kaynak gelecek nesillere aktarılır. Din kültürün diğer unsurlarını da etkiler. İslam,ilahi dinlerin sonuncusu olarak güzelliğe en fazla değer veren bir dindir.Kur’an da; “...Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir!” (Mümin S.14) buyurulur. “”Hz.Peygamber de, “Allah güzeldir, güzelliği sever.” buyurmuştur. Dinin Kültürümüz Üzerindeki Etkileri Dil, kültürün nesilden nesile aktarılması için çok önemlidir. Dilde bozulmalar olduğu zaman gelecek nesiller milli kültürümüzden uzak kalırlar. Dildeki bozulmaları önlemek için ise ana dilimiz Türkçe’yi doğru ve düzgün konuşmalı, Türkçe karşılığı olan kelimeler varken başka dillerden kelimeler kullanmamalıyız. (Allah’a ısmarladık yerine bay bay, lokanta yerine restoran, merhaba yerine hello, ….) Kullandığımız birçok kelime, deyim ve misallerde dinin etkisi açıkça görülmektedir.Örneğin, karşılaştığımız birine “ selâmün aleyküm” dememiz gibi. İnsanlar dille sevgilerini, neşelerini, feryatlarını, inançlarını ifade ederler. Din, dili zenginleştirir, ona yeni kelimeler katar. Var olan kelimelerin anlamlarını etkiler. Söz gelimi, cennet, cehennem, ahiret, melek gibi kelimeler dile din yoluyla girer ve dili zenginleştirir. Yağmura rahmet, ekmeğe nimet gibi isimlerin verilmesiyle kelimeler yeni anlamlar kazanır. Günlük konuşmalarımızda kullandığımız dini terimlerden örnekler verilecek: • Allâh korusun, Allâh bağışlasın, Allâh rahmet eylesin, • İnşallâh, Mâşallâh, Elhamdülillâh, Allâh’a ısmarladık, • Allâh razı olsun, Allâh’a emanet ol, Allâh şifa versin, Aziz Allâh, vb. Atasözlerimizde ve deyimlerimizde de dinî motifler taşıyan ifadeler yer alır: o Dünya ahiretin tarlasıdır o Yalanla iman bir arada bulunmaz o Temizlik imandan gelir o İyilik yap, denize at; balık bilmezse Hâlık bilir. o Halil İbrahim sofrası o Melek gibi insan Edebiyatımızdaki Dini Motifler: Dilde olduğu gibi edebiyatımızda dinin etkileri olduğunu söyleme. Milletimizin kahramanlığını anlatan destanları, marşları, hikâyeleri, şiirleri, manileri ve ninnileri edebiyatımızın en seçkin belgeleridir. Edebiyattaki şiirlerde, destanlarda, romanlarda, manilerde, ninnilerde dinî motiflere rastlanır Şiirlerde dinî ifadelere rastlandığı gibi tamamen dinî içerikli şiirler de yazılmıştır. Bu şiirlerin örneklerini Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bayram Veli ve Hacı Bektaş Veli vb. nin eserlerinde görürüz. • Ali şir Nevai,Fuzuli,Yunus Emre,Nedim ,Ahmet Yesevi,Mevlana Celaleddin Rumi gibi divan,halk ve tasavvuf edebiyatının en güzel eserlerini vermiş büyük şairler yetiştirmişlerdir.Atalarımız İslâmiyeti kabul ettikten sonra şair ve yazarlarımız dini içerikli sözleri ve yazılarıyla ön plana çıkmışlardır.Yüce Allah’ı öven ilahiler, Peygamberimizin doğumunu anlatan mevlitler,Sevgili Peygamberimizin ahlaki güzelliklerini övgüyle anlatan na’tlar Allah’ın varlığına ve birliğine dair yazılan tevhidler, Allah’a dua etme ve yalvarma anlamına gelen münacatlar din büyüklerinin ölümünü anlatan mersiyeler bunlardandır.
EDEBİYATIMIZDAKİ DİNİ MOTİFLER ** Kültürün öğelerinden biride edebiyattır. Edebiyat kültürün yazıya geçirilmiş şeklidir. *Türkler,Müslüman olmadan önce destan gibi,halk edebiyatı türünden eserler sahip olmakla beraber,Müslüman olduktan sonra edebiyatın hemen hemen tüm alanlarında orijinal eserler vermişlerdir.Türk kültürü açısından büyük bür önem taşıyan Dede Korkut Hikayeleri,Yusuf has Hacip tarafından yazılan ve Buğra Han’a sunulan Kutatgu Bilig ve Türk kültür tarihinin en önemli eserlerinden biri olan Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ı Lûgati’t- Türk’ü bunlara örnek olarak zikredilebilir. Mevlana
Ali şir Nevai,Fuzuli,Yunus Emre,Nedim ,Ahmet Yesevi,Mevlana Celaleddin Rumi gibi divan,halk ve tasavvuf edebiyatının en güzel eserlerini vermiş büyük şairler yetiştirmişlerdir. Kültürün öğelerinden biri de edebiyattır. “GEL GEL NE OLURSAN OL YİNE GEL KAFİR, PUTPEREST, MECUSİ OLSAN DA YİNE GEL BİZİM DERGAHIMIZ ÜMİTSİZLİK DERGAHI DEĞİLDİR YÜZ KERE TÖVBENİ BOZMUŞ OLSAN DA YİNE GEL… “
Ben yürürüm yana yana Aşk boyadı beni kana Ne akilem ne divane Gel gör beni aşk neyledi Ben Yunus’u biçareyim Dost elinden avareyim Baştan ayağa yarayım Gel gör beni aşk neyledi ŞAHİDİM ARZU SEMADIR BÜTÜN ECRAM İLE AŞIKIM SIDK İLE BEN HAZRETİ ŞAH-I RASULE YAKSA DA AHU DERUNU BENİ BU HASRET İLE TAKATI YOK DİLİMİN HALİM-İ TAKRİRE BİLE EY BAD-I SABAH UĞRARSA YOLUN SEMT-İ HAREME SELAMIMI ARZ EYLE RASUL-U SAKALEYN’E. Edebiyat, kültürün yazıya geçirilmiş halidir. Olay, duygu ve düşünceyi dil aracılığı ile biçimlendirme sanatıdır. Tanımı bu şekilde yapılan edebiyat üzerinde dinimizin etkisi açıkça görülmektedir. Toplumun sahip olduğu dini değerler, edebiyatın her alanını etkilemiştir. Yunus Emre’nin şiirleri, Nasrettin Hoca’nın fıkraları, Süleyman Çelebinin Mevlid’i, Mevlana’nın Mesnevi’si gibi eserler İslam-Türk Edebiyatının en güzel eserleridir. İçeriklerinde birçok dini motifler yer almaktadır. Naat : Hz. Peygamber (sav)’e duyulan derin sevgiyi dile getiren şiirlerdir. Kaside : Cenabı Hakkı ve Hz. Peygamber (sav)’i metheden şiirlerdir. Mevlid : Hz. Peygamber (sav)’in doğumu, miracı, vefatı gibi olayları anlatan nazım şeklidir. Süleyman Çelebi tarafından yazılan Vesiletün Necat (Kurtuluş Sebebi) isimli eserdir. Siyeri Nebi : Hz. Peygamber (sav)’in hayatını anlatan kitaplardır. ÖRF VE ADETLERİMİZDEKİ DİNİ MOTİFLER Kültürün öğelerinden biride örf ve adetlerimizdir. Nesilden nesile aktarılan önemli kültür miraslarından olan örf ve adetlerimizin yazılı bir belgesi olmamasına rağmen kendiliğinden gelişmiştir.İslam dini her şeyi yasaklamamıştır. İslam’a aykırı olmayan pek çok adetleri peygamberimiz yasaklamamıştır. Dinimize aykırı olmayan bazı tören ve geleneklerimiz: 1- Doğan çocuğa yapılan törenler 2- Evlilik merasimleri 3- Sünnet törenleri 4- Cenaze törenleri *Bütün bu geleneklerde dinimiz bazı tavsiyeler ve uymamız gereken kurallar emretmiştir. * Bu tören ve geleneklerde haramdan kaçınma şartı ile eğlenmeye, hediyeleşmeye izin verilmiştir.
Mahalli Geceler Şölenler ve Yerel Kıyafetler Yöresel Oyunlarımız *** Din duygusu örf ve adetlerimize hakim olmuştur. Örneğin çocuğun kulağına ezan okunması, geline kına yakılması gibi. Örf adet : Toplum içinde eskiden beri uyulan yazılı olmayan kurallardır. Örf ve adetlere uymayanlar toplum tarafından kınanırlar. Bayramlaşma : Bayramlar yardımlaşma, paylaşma, kaynaşma, dayanışma, kavuşma, sevinç, mutluluk, dostluk, kardeşlik, barış, sevgi, hoşgörü, huzur, ziyaret, ziyafet, dargınları barıştırma, uzakları yakınlaştırma, acıları paylaşma, çocukları sevindirme prensibine dayalı çok özel ve çok güzel günlerdir. İsim koymak : Dinimize göre yeni doğan bir çocuğa isim konulurken sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet getirilir ve ismi üç defa söylenir ve duası yapılır. Cenaze töreni : Dinimize göre vefat eden bir kimse yıkanır, kefenlenir, cenaze namazı kılınarak defnedilir. Kabir ziyareti : Sevgili Peygamberimizin bildirdiğine göre kabristanlar şu iki şey için ziyaret edilir. Ölümü hatırlamak ve kabirdekiler için dua etmek. Kabir ziyaretinde üç ihlas ve bir fatiha okunur. Yeşillikler kopartılmaz, Mezarlar çiğnenmez. Çünkü insanın dirisine saygımız olduğu gibi ölüsüne de saygımız olmalıdır. Aşure günü : Muharrem ayının 10. günüdür. Bu günde Hz. Nuh (as)’ın gemisi tufandan kurtulmuştur. MUSIKİMİZDEKİ DİNİ MOTİFLER Güzel sanatların en önemli dallarından biri de musikidir. İnsan sesiyle bazı çalgı aletlerinin aralarındaki uyum neticesinde ortaya çıkan bir sanat dalıdır. Kültürün en önemli unsuru olan musiki gelecek nesillere aktarılması en kolay ve etkili olanıdır. Bizim kültürümüz içinde de önemli bir yeri olan musikimizi İslam dini etkilemiştir. • Tasavvuf musikisi bunların başında gelir. • Mevlit, İlahiler Önemli, mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesi için bunlara sıkça başvurulur. ** Mehter marşları dini motiflerle süslüdür. ** İstiklal marşımızın içini dini motifler süsler. ** Halk ozanları, şairler deyiş ve koşmalarında, türkülerinde dini öğüt ve tavsiyeler kullanmışlardır. Mimarîmizdeki Dinî Motifler “İnsan öldükten sonra amel defteri kapanır. Ancak şu üç sınıfın amel defteri kapanmaz. Faydalanılan ilim bırakan, hayırlı evlat bırakan, sadakayı cariye (Sürekli Sadaka) hadisi şerifi konusunda öğrencilerin görüşleri alınacak ve atalarımızın bu hadis doğrultusunda günümüze kadar çeşitli eserler ortaya konmuştur. Cami Köprü Türbe Kervansaray Konak Konak iç kısım Ağaç İşçiliği (Kündekari) Amasya Evi ***Mimari Eserler: * Cami, * Köprü, * Kervansaray, * Aşevi, * Türbe ***Türk El Sanatları: -- Hüsnü Hatt : Arap harfleriyle güzel yazı yazma sanatıdır. --Tezhib : Kitaplarla, yazı levhalarının altın tozu kullanılarak çeşitli çiçek ve nakışlarla süslenmesidir. --Tezyinat : Mimari eserleri, kitapları, tabloları, çinileri, cami kapılarını; yazı, geometrik ve bitkisel motifler kullanarak süsleme sanatıdır. --Minyatür : Resimde olduğu gibi derinliği ve gölgesi bulunmayan çizgi sanatıdır. --Mihrab : Cemaatle kılınan namazlarda imamın cemaate namaz kıldırmak için durduğu ve içi oyuk olan ve kıbleyi gösteren yerdir. --Minber : Cuma ve bayram günlerinde imamın hutbe okumak için çıktığı merdivenli yer. --Mahfel : Camilerde müezzinler için ayrılan yer. --Kürsi : Cuma bayram ve önemli günlerde vaiz efendinin vaaz etmek için çıktığı genellikle caminin duvarında bulunan yüksekçe yer. --Minare : Camilerde ezan okumak için çıkılan kuleye benzeyen yer. --Vakıf : Faydası bütün topluma olmak üzere bir malı kendi mülkiyetinden çıkararak Allah yolunda tahsis etmektir. Rahle --Rahle : Kuranı Kerim okumak için yapılmış küçük masalardır. --Mahya : Eskiden Ramazan aylarında Ramazanın önemini hatırlatan minareler arasına asılan ışıklı yazılar Kültürü doğru anlamada dini doğru anlamanın rolünün açıklanması Kültürümüzü doğru bir şekilde anlamak ve yaşamak için her şeyden önce dinimizi güzel ve doğru bir şekilde bilmek ve ona göre hareket etmek gerekir. Bu şekilde hem kültürümüze yabancı unsurların girmesine engel olunacak hem de kültürümüze giren yabancı unsurları tanımamız ve temizlememiz mümkün olacaktır. Kendi benliğimizi tanımamız bizleri yabancı kültürlerin etkisinden ve esiri olmaktan koruyacaktır. Aslında dinimize uygun olmayıp ta toplum hayatına yerleşmiş olan hurafe ve batıl inançları dinimizden ve kültürümüzden ayıklamamız gerekir. Türbe ziyaretleri, Kan davası, Hastalıktan tedavi, Başlık parası, Nazar boncuğu, Falcılık, Sünnet ve düğün törenleri gibi.
************************************
Varlıklar a.Gözle Görülen(Maddi)Varlık b.Gözle Görülemeyen(Manevi) Varlıklar. insan,hayvan,bitki,maden vs. melek,cin,şeytan Hazırlayan: Adnan ÇALIŞKAN Vahide Aktuğ ilköğretim Okulu Din Kül. ve Ahlak Bil. Öğrt. Melek:Elçi,haberci ve kuvvet anlamına gelir. Meleklerin Özellikleri: 1.Nurdan,ışıktan yaratılmıştır. 2.Yeme,içme, uyuma vb ihtiyaçları yoktur. 3.Evlenmez, üremezler. 4.Günah işlemezler. 5.Allah’tan aldıkları emir ve görevleri yerine getirirler. 6.İnsanları iyiliğe sevk ederler. Ayet: “…Melekler Allah’ın hiçbir emrine karşı gelmezler ve kendilerine ne emredilirse yaparlar.” Tahrim (66)6. Ayet: “O (Kur’an), şüphesiz değerli bir elçinin getirdiği sözdür” Tekvir(81)19. Ayet: “Onlar, Rahman’ın kulu olan melekleri de dişi saydılar…” Zuhruf(43)19. Melekler ve Görevleri: a.Dört büyük melek: 1.Cebrail: Vahiy meleğidir. 2.Azrail: Ölüm meleğidir. 3.Mikail: Tabiat olaylarını ve canlıların rızkını dağıtma görevini yürütür. 4.İsrafil: Sura üflemekle görevlidir. b.Kiramen katibin (yazıcı melekler), c.Hafaza (koruyucu melekler), d.Sorgu melekleri (Münker-Nekir). CEBRAİL Rabbin buyruklarını, Peygamberlere sunar. Arzın ufuklarını, Rahmete boğan pınar. AZRAİL Ölüm şüphesiz Rabbin Kesin buyruğudur, bil. Bu çetin hizmet için Görevlidir Azrail. MİKAİL Rüzgar, yağmur, bereket, Onun hizmet alanı. Hayat bulur memleket, O yeşertir tarlanı. İSRAFİL Emir alıp nihayet, Suru üfleyecektir. Kopacaktır kıyamet; Bu şüphesiz gerçektir. ALLAH’IN MELEKLERİ Allah’ın yarattığı her şeyi göremeyiz, Varlığını hisseder fakat el süremeyiz. …… Görmeden biliyoruz nurdan kelebekleri, Dolaşır aramızda Allah’ın melekleri. Gökhan EVLİYAOĞLU İslam Dininde meleklerin var olduğuna inanmak, iman esaslarından biridir. Ayet: “Peygamber, Rabb’i tarafından kendisine indirilene iman etti, müminlerde iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler…” Bakara(2)285. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan kişi meleklere de inanmalıdır. *İmanın Şartları: 1.Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak, 2.Meleklerine inanmak, 3.Kitaplarına inanmak, 4.Peygamberlerine inanmak, 5.Ahiret gününe inanmak, 6.Kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır. *Melekler Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur: Meleklerin varlığına inanan kişi, meleklerin her zaman yanında olduğunu düşünür. Bu düşünce insanın kendisini güven içinde hissetmesine katkıda bulunur ve davranışlarına yön verir. Ayet: “İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.” Kaf(50)17. Meleklerin varlığına inanan kişi, darlık ve sıkıntı anlarında meleklerin inananların yardımına yetişeceğini bilir. Ayet: “Şüphesiz, Rabb’imiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner…” Fussilet(41)30-31. *Şeytan: Gözle görülmeyen,insanları doğru yoldan saptırmaya çalışan, kötülüğün simgesi olan varlıktır. *Şeytan Kötülüğün Simgesidir: 1.İnsanları doğru yoldan saptırıcı,aldatıcı bir düşmandır. Ayet: “…Şeytan, gerçekten apaçık saptırıcı bir düşmandır.” Kasas(215. 2.Nankördür, isyankardır. Ayet: “…Şeytan Rabb’ine karşı çok nankördür.” İsra (17)27. Ayet: “…Şeytan, Rahman’a isyan etmişti.” Meryem (19)44. 3.Kendine güvenenleri yardımsız bırakır. Ayet: “…Zaten şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakır.” Furkan(25)29. 4.İnsanları birbirine düşürür. Ayet: “Şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister…” Maide (5)91. ***İnsan her zaman aklın ve bilimin ölçülerine göre davranmalı, her türlü kötü ve zararlı davranıştan uzak durmalı, kendine ve topluma yararlı etkinliklerde bulunarak şeytanın kötülüğünden uzak durmalıdır. *Şeytanın Kötülüğünden Korunma Yolları: 1.Allah’a güvenmek gerekir. Ayet: “İnananlara ve Rablerine dayananlara şeytanın bir gücü yoktur…” Nahl(16)99-100. 2.Kötü söz söylemekten kaçınmak gerekir. Ayet: “Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına girer…” İsra(17)53. 3.Helal şeyler yiyip içmek gerekir. Ayet: “Ey insanlar, yeryüzünde bulunan helal ve temiz şeylerden yiyin! Şeytanın adımlarını izlemeyin.Çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.” Bakara(2)168. 4.İyi arkadaş seçmek ve doğru insanlarla beraber olmak: Ayet: “Ey inananlar, Allah’a saygılı olun ve doğrularla beraber olun.” Tevbe(9)119. SATANİZM: Ayet: “Ey Ademoğulları, ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi? Ant olsun ki o sizden nice nesilleri saptırmıştı.Aklınızı kullanmaz mısınız? “Yasin(36)60-62. *Satanizm: Şeytanı tanrı olarak kabul edip ona tapınmaktır. *Satanizm, kilise başta olmak üzere bütün dinlere ve dinlerin ortaya koyduğu kutsal değerlere karşı bir tepki ve tavır almadır.*İnsanları yanlış inanç ve uygulamalara sürükleyen zararlı bir akımdır. *Kutsal Kitabımıza Göre Cinler: Cinler gözle göremediğimiz, insanlar gibi Allah’ı tanımak ve O’na inanmak ve ibadet etmek için yaratılmış varlıklardır. Ayet: “Cinleri de halis ateşten yarattık.”Rahman(55)15. “ : “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Zariyat(51)56. “ : “…Cinlerden bir topluluk Kur’an-ı dinlediler ve şöyle dediler: ‘Biz harikulade güzel bir Kur’an dinledik. O doğru yola iletiyor, ona inandık…’ ” Cin(72)1-2. Cinler 2 gruba ayrılır: 1.İnanan(iyi) cinler, 2.İnanmayan(kötü) cinler *Cinlerle İlgili Batıl İnançlar: 1.Ruh Çağırma, 2.Falcılık, 3.Sihir ve Büyü. Ayet: “Ey inananlar! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza kin ve düşmanlık sokmak ister…” Maide(5)90-91. “Gaybı, Allah bilir.” *Ruh Çağırma:İslam dinine göre ölen insanların ruhlarıyla bağlantı kurup onlarla konuşmak mümkün değildir ve batıl bir inançtır. *Ölen insanların ruhlarının Allah’ın katında kalacağı Kur’an’da haber verilmektedir. Zümer(39)42. *İslam’a göre ölen insanların ruhlarını çağırma yoluyla bilgi edinmek mümkün değildir.Falcı ve medyum denilen kişilerin bilgilerine inanmak, batıldır. *Bu tür inanışlar uzak doğu din ve inanışlarında mevcuttur.
*Falcılık: Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kağıdı, kahve telvesi, el ayası gibi şeylere bakarak anlam çıkarma işidir. “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.” Mehmet Akif ERSOY *İnsanların gelecekteki olayları bilmeleri hiçbir şekilde mümkün değildir. Peygamberlerin bile Allah bildirmedikçe gelecekle ilgili bilgileri yoktur. Ayet: Kur’an’da Hz. Nuh kavmine şöyle seslenir: “Ben size ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır.’ demiyorum.Gaybı da bilmem….” Hud(11)31. *Falcılık yapıp,sözde gelecekten haber veren kişiler insanları aldatmaktadırlar.
*Sihir ve Büyü: İnsanları aldatmak, haksız kazanç elde etmek ve onları sömürme amacıyla; hile, aldatma ve göz boyama yoluyla etki altına alma olayıdır. Ayet: “…Düğümlere üfleyen büyücülerin kötülüğünden… ağaran sabahın Rabbine sığınırım.” Felak(113)1-5. Hadis: “Kim sihir yaparsa, şirke düşer.” *İslam’a göre sihir ve büyü kesinlikle haramdır. *Sihir ve büyü gibi her türlü batıl inanışlardan kaçınmalıyız.Yaşamımızı aklın ve bilimin , dinin ilkeleri doğrultusunda sürdürmeliyiz. Bizim gücümüzü aşan tehlikeli ve olası kötülüklerden de Allah’a sığınmalıyız.
******************************
CİNLER • "CİNLER: Cin kelimesinin en belirgin manası "örtülü" ve "gizli" demektir Birlikte yaşadığımız, aynı mekanları paylaştığımız belki de yediğimiz içtiğimiz aynı olan esrarengiz mahluklardır. Varlığı Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflere göre tartışma götürmez bir şekilde kesin olup cinlerin insanlarla münasebetleri ve mahiyetleri konusunda ise bir ittifak söz konusu değildir."
• Varlıkları Kuran-ı Kerim'e ve peygamberin hadislerine dayanır. Kuran-ı Kerim'de birçok ayette cinlerin adı açıkça geçmektedir ve onlara özel bir "Cin Suresi" de bulunmaktadır.
• Cin Suresi'nin 1. ayeti "Ey Muhammed de ki; Cinlerden bir topluluğun Kuran dinlediği bana vahyolundu." şeklindedir. Aynı surenin 6. ayeti, "Gerçekten bir takım insanlar cinlerden bir takımına sığınırlardı da onların azgınlıklarını arttırırlardı"
• Ayet 2-“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım”
• Hadis:”Hayvan tezekleri ve kemiklerle taharetlenmeyin çünkü onlar cin kardeşlerinizin yiyeceğidir.”
• CİNLERİN ÖZELLİKLERİ: Cinler ateşin alev kısmından yaratılmıştır.-Her şekle girebilirler.-Erkeklik ve dişilikleri vardır.-Evlenir ve çoğalırlar.-Gözle görülmeyen varlıklardır. -Cinlerin cisimleri gayet ince ve ufaktır. -ömürleri insanlarınkinden çok uzundur.- Bu konuda cinlerin 1000 ile 1500 yıl yaşayacakları söylenmektedir.
Büyü(sihir) ve büyücülük Nedir? • Tanımlar:Sihir Arapça bir kelimedir ve de Türkçe'deki karşılığı "büyü"dür.Kavram olarak:Mahiyeti herkes tarafından anlaşılamayan her şeye sihir denir.
• Ayet:”...İnsanlara sihir ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki melek üzerine indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi, Biz ancak bir imtihan için gönderildik. Sakın büyü yapmaya cevaz verip de kafir olma demedikçe bir kimseye öğretmezlerdi..
• Hadis:”Helak edici yedi şeyden sakının. Allah’a şirk koşmak... haksız yere adam öldürmek.......sihir yapmak..
Sihir ve Büyünün Çeşitleri
• 1- Keldani ( Babil) Sihri ki, semavi kuvvetlerle yeryüzüne ait güçlerin karışımı yoluyla meydana getirildiği söylenen ve tılsım adı verilen şeylerdir.
• 2- En tesirlisi Cinlerden ve kötü ruhlardan yardım görme yoluyla yapılan sihirdir ki, azaim ve cincilik dedikleri şey budur.
• 3-Birtakım aletler ve kimyasal maddelerle İllizyonistlerin ortaya koyduğu sihirler.
• 4-Ruhsal birtakım kabiliyetleri olan medyumların yaptığı sihirler.
• 5-El çabukluğuna dayalı hokkabazların yaptığı sihirler.
SİHİRBAZLARIN(Büyücü )EYLEMLERİ • Bir erkeği bir başkasının eşine aşık ettirirler. • Bir insanda başka birine karşı nefret ve kıskançlık duyguları uyandırır.
• Evli bir çiftin çocuk sahibi olmasını engeller. • Hastalık bulaştırırlar veya meydana çıkarırlar. • İnsanları öldürürler.
• İnsanların aklını çalarlar. • Düşmanlarını sefalete sürüklerler. İslam'da Büyünün Hükmü ve Cezası • İslam alimleri, sihir yapmayı, Kur'an ve Sünnet'e dayanarak büyük günahlardan saymışlardır. Hatta yapılan büyünün küfrü gerektiren cinsten olması halinde yapanın da kafir olacağını söylemişler ve buna göre de çeşitli hükümler ortaya koymuşlardır.
Büyünün Tesir Gücü Nedir? • Sihir ya da büyünün varolduğu bir gerçektir.Özellikle cinler ve kötü ruhlar yardımıyla yapılan sihirler tesirlidir.Ancak bu yine Allah’ın dilemesiyle olur.Allah dilemedikçe hiçbir zarar veremezler. FAL VE FALCILIK • Birtakım aletlerle ve karizmaya güvenilerek ileriye yönelik tahmin bulunmaya uğursuzluk ve uğurluluk tespitleri yapmaya falcılık denir.Bu işlerle uğraşanlara ise falcı ve kahin denir.
• Hadis:”Hasetçi,kovucu ve falcı bizden değildir”
İSLAM'DA ŞEYTAN • Şeytan, herhangi bir azgın, yani azgınlıkta, şer ve kötülükte fevkalade bir yükselişle kendi sınıf ve benzerlerinin dışına çıkmış kötü, inatçı anlamında bir cins ismidir.
• Kur'an'da Şeytan'ın ateşten yaratılmış olduğu anlatılmaktadır. İblis cinlerdendir. O cinlerin babasıdır. Tıpkı Adem'in insanların babası olduğu gibi. Şeytan Adem'e secde etmemiştir. Ateşten yaratılmış olduğu için ondan üstün olduğunu ileri sürmüştür.
Şeytan'ın Karakteristik Özellikleri
• Yalancı ve yemincidir. Yaptırım gücü yoktur. Riyakarlık öğretir. Felsefe yapar. İnsanın düşmanıdır. Kötü bir arkadaştır. Kur'an'dan yüz çevirenlerin dostudur. İnsanı görür ve aldatmaya çalışır.
Şeytanın Kullandığı Damarlar ve Zaaflar
• 1) Makam sevgisi 2) Korku 3) Tamahkarlık ve hırs 4) Enaniyet, benlık veya egoizm 5) Tembellik, rahata düşkünlük 6) Şehvet: Aşırı ve aykırı istekler 7)Tul-i Emel: Uzun emeller
Şeytan Neden Kaybetti? • 1) Günahını kabul etmemesinden, 2) Pişmanlık duymamasından, 3) Nefsini kınamamasından, 4) Tövbeye yanaşmamasından, 5) Rahmeti İlahi'den umudunu kestiğinden.
ŞEYTAN'IN DOSTLARI VE DÜŞMANLARI • " Rasülallah (s.a.v), birgün İblis'e sormuş: Senin ümmetimden kaç dostun vardır? İblis demiş ki : 10 tane: • 1) Zalim devlet başkanı. 2) Kibirli olan 3) Nereden kazanıp nereye harcadığına dikkat etmeyen 4) Zalimin zulmünü tasdik eden alim 5) Hain tüccar 6) İhtikarcı / stokçu 7) Zina eden Riba / faiz yiyen / tefeci9) Nereden mal topladığına aldırış etmeyen cimri 10) Devamlı içki içen.
• Rasülallah (s.a.v) yine sormuş: Ümmetimden düşmanların kaç tane? İblis demiş ki: Yirmi tane: 1) Sensin ya Muhammed. Gerçekten sana buğz ederim 2) İlmiyle amel eden alim 3) Kur'an-I ezberleyip içindekilerle amel eden, 4) Allah rızası için beş vakit namaz okuyan müezzin 5) Fakirlerin, miskinlerin ve yetimlerin dostu 6) Merhametli kalp sahibi7) Hak için tevazu gösteren, alçakgönüllü kimse Allah'a ibadet ederek yetişen genç 9) Helal yiyen 10) Allah için birbirini seven iki genç 11) Cemaatle namaz kılmada ısrarlı olan 12) İnsanlar uyurken kalkıp namaz kılan 13) Harama girmekten kaçınan kimse 14) Kalbinde bir şey olmaksızın arkadaşlarına nasihat eden 15) Daima abdestli olan 16) Cömert olan 17) Ahlakı güzel olan 1 Allah'ın tekeffül ettiğini tasdik eden 19) Mesture, dul kadınlara iyilik eden 20) Ölüme hazırlanan RUHÇULUK-RUH ÇAĞIRMA
• Ruhun etki alanları, ruhsal faaliyetler, ruhen gelişip gizli sırları keşfetme, uzak yerlere gitme ve oturduğu yerden bir kısım şeyleri kontrol etme gibi, ruhun tezahürlerini konu alan bir daldır.
**************************
Meleklere iman konusunda kullanılabilecek bilmeceler... Bilmeceler bana ait. Kaynak gösterip kullanabilirsiniz
Allah’tan aldığı emri Ulaştırır peygambere İşte o vahiy meleği Selam onun üzerine (Cevap: Cebrâil)
Ömrümüz sona erince Ruhu bedenden ayırır Mü’min olan korkmaz ondan Çünkü hep hazırlıklıdır (Cevap: Azrâil)
Vakti saati gelince İki kere üfler Sûr’a İlkinde ölür her canlı Ardından gelir huzura (Cevap: İsrâfil)
Kar ve yağmuru yağdırır O estirir rüzgarları Allah’ın izniyle yapar Elbette bütün bunları (Cevap: Mikâil)
İki güzel melek vardır Yaptıklarımızı yazar Sağdaki iyilikleri Soldaki kötülükleri (Cevap: Kirâmen Kâtibîn)
Onlar sorular sorar İnsan kabre girdiğinde “Rabbin kimdir, dinin nedir?” Bilemezsen vay haline! (Cevap: Münker ve Nekir)
Sanki elimizden tutar Tam düşeceğimiz zaman Çoğunlukla korur bizi Ufak tefek kazalardan (Cevap: Hafaza melekleri)
Ne de güzel bir yer cennet Orda meleklerin başı İnşallah bize olacak O da cennet arkadaşı (Cevap: Rıdvan)
Rabbim korusun bizleri Azâbından, gazâbından Sığınırız o Rahîm’e Cehennemin başkanından (Cevap: Mâlik )
************************************
7. SINIF 3. ÜNİTE SONU ÇALIŞMA SORULARI 1.Peygamberimiz ………………… yılında ………… şehrinde doğdu? A) Mekke-610 B) Medine 632 C–571-Mekke D) Yemen-580
2.Peygamberimiz çocukluğunu, gençliği ……………………… şehrinde yaşadı A)Mekke B) Medine C)Taif D) Hicaz
3. Peygamberimiz 25 yaşında Hz…………………… ile evlendi ve bu evliliğinden ………………… çocuğu dünyaya geldi. A) Hz. Ayşe-3 B) Hz. Mariye-4 C) Hz. Zeynep-7 D) Hz. Hatice-6
4.Peygamberimiz ………………………… yılında ……………. Yaşında peygamberlikle görevlendirirdi. A) 571-30 B) 610-40 C) 630-25 D) 632 / 63
5. peygamberimiz ……………………….. yılında ……………………….. şehrinde vefat etti. A-632-Medine B) 687- Hudeybiye C) 610-Mekke D) 622-Medine
6. Peygamberimize vahyedilen kitap hangisidir? A) Tefsir B) Hadis C-Kur’an-ı Kerim D) Tevrat
7.Peygamberimiz Kur’an’ı ulaşabildiği herkese ne yapmıştır? A) Tebliğ etmiştir, yani bildirip açıklamıştır. B) Hediye etmiştir. C) Ezberlemelerini öğütlemiştir. D) Kur’an’ı iyi saklamalarını istemiştir.
8.Bizim için en güzel ve örnek insan kimdir? A) İlk peygamber Hz. Adem (A.S) dır. B) Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’ dir. C) Mevlana D) Yunus Emre
9.Peygamberimize karşı en önemli görevimiz nedir? A) Peygamberimiz için mevlit okutmak B) Kandillerde salavat getirmek C) Onun güzel sözlerini okumak. C-Ona itaat etmek, uymak. Dediklerini yerine getirip sünnetini yapmaktır.
10. Peygamberlik ilk defa kimle başladı? A) Hz. Adem. B) Hz. Nuh C) Hz. Muhammed D) Hz. isa
11. Peygamberimiz hayatı boyunca hangi görevi hakkıyla yerine getirmiştir? A) İnsanlık Görevini B) Gençlik Görevini C) Vatandaşlık Görevini D-Elçilik Görevini.
12. Aşağıdakilerden hangisi Peygamberimizin son peygamber olduğunu gösteren sebeplerden biri değildir? A) Bütün insanlara hitap etmesi ve gönderilmesi, B) bütün milletleri ve insanları İslam’a davet etmesi, C) Onun sözleri olan hadislerinde ve Kur’an’da son peygamber olduğunun belirtilmesi, D) Kur’an’ın Arap milletine gelmesi
13. Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar gelen dinin ortak adı nedir? A) Yahudilik B) Hristıyanlık C) İslam D) Şafiilik
14. Kur’an-ı Kerim’de “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim.” Buyrulmaktadır. Bu ayet dinimiz hakkında neye dikkat çekmektedir? A) İslam dininin en olgun ve mükemmel din olduğuna B) İslam dininin nimet olarak seçildiğine C) İslam Dininin seçim dini olduğuna D) İslam Dininden başka dinlerin de seçilebileceğine
15. Hz. Muhammed’in Allah’tan aldığı vahyi insanlara aktarmasına ve açıklayıp bildirmesine ne denir? A) Hutbe B)Tebliğ C) Emin D) Elçi
16. Kur’an-ı Kerim’de Namaz kılmak, Oruç tutmak, zekat vermek emredilmiştir. Ancak nasıl yapılacağı belirtilmemiştir. Bu ibadetlerin nasıl yapılacağını kimin açıklamalarından ve uygulamalarından öğreniyoruz? A) Kütüphanelerdeki kitaplardan B) Peygamberimizin uygulamalarından ve açıklamalarından C) Büyüklerimizin ve dedelerimizin anlattıklarından D) Bilim adamlarının yaptığı araştırma ve incelemelerden
17.Aşağıdakilerden kaç tanesi Kur’an-ı Kerim’in konuları içine almaktadır? I-İnanç, II-ibadet, III-ahlak ve IV-kişi haklarıyla ilgili adaletin gözetilmesi konularını A) 4 B)3 C) 2 D) 1
18. Kur’an-ı Kerimde “Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.” Buyurmuştur. Bu ayette peygamberimizin hangi özelliğine dikkat çekilmektedir? A) Kur’an’ı açıklayıcılığına B) Rahmet Peygamberi olduğuna C) Güvenilir Olduğuna D) Kur’an’ı uyarmak ve müjdelemek için getirdiğine
19. Aşağıdakilerden hangisi Kur’ana göre Hz. Muhammed (S.A.V)’in beşeri (insani) yönlerinden biri değildir? A) Vahiy almıştır. B) Doğmuştur, C) Evlenmiştir, D) Hastalanmış, ihtiyarlamıştır ve herkes gibi vefat etmiştir,
20. Aşağıdakilerden hangisi Kur’ana göre Hz Muhammed (S.A.V)’in Peygamberlik yönlerinden biri değildir? A) İslamiyeti yaşayarak insanlara örnek olmuştur, B) Gençliğinde geçinmek için ticaret kervanlarına katılmıştır. C) Kendisine Kur’an-ı Kerim inmiştir, D) İnsanları müjdeleyici ve uyarıcı olmuştur,
21. Kur’an-ı Kerimin başka bir dile anlam olarak çevrilmesine ne denir? A) Tefsir B) Hadis C-Meal D) Kur’an
22. Peygamberimizin bir insan olarak Doğması, evlenmesi, çoluk çocuk sahibi olması, hastalanması, ihtiyarlaması, herkes gibi vefat etmesi hangi yönünü göstermektedir? A) Peygamberlik yönünü B-İnsani yönünü C) Rahmet Yönünü D) Elçilik yönünü
23. Canlıları, özellikle insanları kötülüklerden, tehlikelerden merhamet ve şefkatle korumaya, onlara iyilik etmeye ne denir? A) Tebliğ B) Rahmet C) Adalet D) Ahlak
24. Peygamberimizin ismi anıldığında ne getirmeliyiz? A) Salavat. B) Besmele C) Tekbir D) Kamet
25. Peygamberimizin: “Bana şunlar hakkında söz verin, ben de size cenneti müjdeleyeyim: Konuştuğunuz zaman doğruyu konuşun. Söz verdiğiniz zaman sözünüzü yerine getirin. Size emanet edileni koruyun” sözleri onun neyi hakkında bize net bilgi vermektedir? A) Ahlakı B) İmanı C) İnancı D) Merhameti
**********************
7. Sınıf 4. Ünite Çalışma Soruları 1. Her türlü sorumluluğun ön şartlarından biri olan, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü birbirinden ayırt edebilme yeteneğine ne denir? C-Akıl B-Vicdan C-Ahlak D-Gözlem
2.İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik nedir? A-Konuşabilir olmasıdır B-Akıllı ve düşünebilir olmasıdır. C-Aile hayatı kurabilmesidir. D-Solunum yapabilmesidir
3.Aklın dini sorumluluktaki öncelikle görevi nedir? A-Dinlemek B-Anlamak. C- İşitmek D-Görmek
4. “Kişinin sorumluluğu ……........................... ölçüsündedir.” A-Aklı B-Gözü C-Kalbi D-Kulağı
5. Aklı kullanmanın en önemli göstergesi nedir? A-Konuşmak B-Çalışmak C-Düşünmek D-Okumak
6. Aşağıdakilerden hangisi İnsanın aklı sayesinde yaptıklarından değildir? A-Yaratıcısının kendisinden ne istediğini anlar. B-Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırır. C-Bilgi sahibi olur ve öğrenir. D-Verilen nimetleri tadar.
7. Bir şeyi bilerek yapmak ve iyice anlamak neye sebep olur? A-Mutluluğa B-Üzüntüye C-Duygusuzluğa D-Sabra
8. İnsanı gerçek anlamda özgür kılan ve ona tam anlamıyla kişilik kazandıran şey nedir? A-Konuşabilmesidir. B-Aklını kullanabilmesidir. C-Aletleri kullanabilmesidir D-Çevresiyle ilişkili olmasıdır.
9. Aşağıdakilerden hangisi doğru bilginin özelliklerinden değildir? A- Sahibini gerçeğe ulaştıran bilgidir. B- Şüphelerden uzaktır. C- Zan ve tahmine dayanır. D- Gerçek ve güvenilirdir.
10. Aşağıdakilerden hangisi diğerlerinden farklıdır? I- "De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer Suresi-9) II- "Allah her şeyi bir ölçüye göre yaratmıştır." (Kamer Suresi-49) III- "İlim öğrenmek kadın erkek her Müslüman'a farzdır." (Hz. Muhammed) IV- "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." (Hz. Ali)
A-I B-II C-III D-IV
11. Vahiy nedir? A-Peygamberlerin insanlara bildirdiği haberlere denir B-İyi kişilerin insanlara öğütlerine denir C-Allahın peygamberlerine bildirdiği haberlere denir D-Atalardan kalmış güzel atasözlerine denir
12. Taklit, Toplumun yaptıklarını sorgulamamak, taassup, atalarının kötü geleneklerine uymak ve devam ettirmek, doğru bilgi kaynaklarını kullanmamak, inat ve ciddiyetsizlik. Sihir ve büyü ile ilgilenmek, cinlerin gelecekle ilgili bilgiler vereceğine inanmaktır. Yukarda verilenler neyin kaynaklarıdır? A-Doğru bilginin kaynaklarıdır B-Cehaletin kaynaklarıdır C-Ahlakın kaynaklarıdır D-Aklın kaynaklarıdır
13. Aşağıdakilerden hangisi Kur’an’ın doğru bilgiye önem vermesinin nedenlerinden değildir? A-İnsanın doğru davranışlar geliştirmesini ister. B-İnsanın Atalarının geleneklerine düşünmeden uymasını ister C-İnsanın doğru inanç sahibi olmasını ister. D-İnsanın hayatı doğru anlamlandırmasını sağlar
14. Kur’an’a göre bilgi edinme yollarından biri olan gözün esas görevi nedir? A- Bakmak ve baktığını görmekle, Yeryüzündeki muhteşem güzellikleri ve Sanatkârının sonsuz güzelliğini görüp takdir etmesidir. B- Duyar, dinler, Evrendeki ilahi ahengi fark eder. Her şeyin Allah’ı çeşitli dillerle andığını anlar, kendisi de anmaya çalışır. C- Tadarak, Allahın yeryüzüne koyduğu nimetleri, lezzetleri keşfedip şükreder. D- Düşünür, anlar ve kavrar. İlahi hikmetleri, sanatları keşfeder, Yaratıcısını takdir eder.
15. Kur’an’a göre bilgi edinme yollarından biri olan kulağın esas görevi nedir? A- Bakmak ve baktığını görmekle, Yeryüzündeki muhteşem güzellikleri ve Sanatkârının sonsuz güzelliğini görüp takdir etmesidir. B- Duyar, dinler, Evrendeki ilahi ahengi fark eder. Her şeyin Allah’ı çeşitli dillerle andığını anlar, kendisi de anmaya çalışır. C- Tadarak, Allahın yeryüzüne koyduğu nimetleri, lezzetleri keşfedip şükreder. D- Düşünür, anlar ve kavrar. İlahi hikmetleri, sanatları keşfeder, Yaratıcısını takdir eder.
16. Bir düşünceye, inanışa körü körüne aşırı derecede bağlanıp ondan başkasını düşünememe durumuna ne denir? A-Taassup B-Taklit C-Gelenek D-Görenek
17. Aşağıdaki davranışlardan hangisi taassup kabul edilemez? A-Körü körüne taklit B-Başka görüşlere tahammülsüzlük C-Kolaycılık ve tembellik D-Gelişmelere ve bilime açık olmak
18. İslam dinine göre aşağıdakilerden hangisi bilgi kaynaklarından değildir? A-Rüyalar B-Kur’an-ı Kerim C-Duyular D-Akıl
19. Kur’an insana sorumluluğu hangi çağında yüklemiştir? A-Yaşlılık B-Çocukluk C-Erginlik D-Bebeklik
20. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? A-İnsan, özgürlüğü oranında sorumludur. B-Dini sorumluluğun ön şartı akıldır. C-Duyularımız ve aklımızla hiçbir zaman doğruları bulamayız. D-Bilgisizce taklit, insanı taassuba götürür.
******************************
BATIL İNANIŞLAR -ALFABETİK-
Birlikte yaşayan insanlar arasında kimi zaman korkudan, kimi zaman çaresizlikten, kimi zaman da rastlantılardan doğan bir takım inanışlar vardır. Bunlara "batıl inanışlar" denir. Bu inanışlar, ilk insanın var oluşundan günümüze kadar sürüp gelmiştir. Çoğunun bilimsellikle, akılla, çağdaşlıkla ve dinsel inançla bir ilgisi yoktur. Bunlar akılla bağdaşmadığı halde yazık ki insan oğlunun gönlünden, beyninden, vicdanından sökülüp atılamamışlardır. Bu tür inanışların doğmasında kişilerin doğal yapısı etken olduğu kadar büyüklerin, kimi din görevlilerinin cehalet örneği sözlerinin de etkisi olmaktadır. İnanışlar kişiden kişiye değişmekle birlikte ortak yanları da vardır. İnegöl halkından derleyebildiğimiz batıl inanışlar şunlardır:
A Ayak ayak üstüne atılarak yemek yenmez, sofraya saygısızlıktır denir ve kıtlığa işaret sayılır. Ayna kırılması uğursuzluktur; aynanın kırıldığı ev yedi sene iflâh olmaz denir. Ayın onüçü uğursuz sayılır, o gün hiçbir şey yapılmaz. Arabanın önünden geçilmez. Arabanın önünden tavşan geçmesi uğursuzluk sayılır. Ayakta pantolon giymek yoksulluğa işaret sayılır. Akşam karanlığında kimseye süt verilmez, verilirse hayvan sütten kesilir denir. Ayva çok olan yerin kışı azgın olur denir. Ateşle oynayan çocuk altını ıslatır.
B Baykuşun saçakta ötmesi ölüme işaret sayılır. Bir şeyi kırk kere söylersen olur denir. Bir insanın başka bir insana domuz demesi uygun bulunmaz; diyenin iştahını kırk gün kesileceğine inanılır. Bir kimseye süt verilirken içine küçük bir kömür parçası ya da bir yeşil yaprak atılır, atılmazsa hayvanın sütünün kesileceğine inanılır. Bir evin çevresinde kargaların gezinip uçması iyi sayılmaz.
C Cuma saati yola çıkılmaz. Cuma günü salâ ezan arasında iş yapılmaz. Cumartesi ve Salı günleri çamaşır yıkanmaz.
Ç Çocuk yalnız bırakılmaz, bırakmak gerekirse yanına bir süpürge konur. Çamaşır kazanı uzun süre ateşte bırakılmaz, bırakılırsa o evden cenaze çıkar denir. Çocuklara nazar değmemesi için nazar boncuğu takılır. Çam ağacının kozalağının çok olması o yıl kışın şiddetli olacağına işaret sayılır. Çarşamba günü yorgan kaplayan hastalanır. Çocuğun üstünden atlanmaz, atlanırsa boyu kısa kalır denir. Çocuk çamaşırlarının gün batımına kadar dışarıda askıda kalması çocuğun büyülenmesine neden olur, diye düşünülür.
D Dince kutsal sayılan gecelerde süpürge işi yapılmaz. Doğum yapmış bir kadının gece gezmesi iyi sayılmaz. Dört yapraklı yoncayı bulanın talihinin açılacağına inanılır.
E Ezan sırasında duyulan köpek uluması ölüm haberi sayılır. Evde bebek emeklerse misafir gelir, denir. Eller birbirine bağlanmaz, bağlanırsa kısmetin kesilir denir. El ve ayak tırnakları birden kesilmez, kesenin bir üzüntü bir sevinçle karşılaşacağına inanılır. Esnerken ağız kapanır, kapamayan şeytana ezan okumuş sayılır. Elden ele makas alınmaz, makas düşman sayılır. Ezandan sonra komşuya ekmek mayası verilmez. Erkek çocuğun kesilen ilk saçı atılmaz, babasının cebine bereketi artar inancı içinde konur. Ekmek kırıkları atılmaz, toplanıp yenirse evin bereketi çok olur denir. Ellerini kavuşturanın kısmeti kapanır, anası ölür denir. G Geceleri tırnak kesilmez Geceleri aynaya bakılmaz. Gelinin anne evine dönmesi için gelin arabasının ardından su dökülür, su tası ters çevrilip üstüne oturulur. Gece sakız çiğnenmez, çiğneyenler için ölü eti yiyor denir. Gece ayağı ile oynayanın anne ya da babasının öleceğine inanılır. Gece ıslık çalınmaz, çalan için şeytanı çağırıyor denir. Gece örümcek almak günah sayılır. Gece yıldızları saymak iyi değildir denir. Gece dışarıya kül atılmaz, suya kızgın kül dökülmez; yapanların uğrayacağına, yani cin çarpmasına tutulacağına inanılır. Gece yorgan kaplanmaz. Gece çamaşır yıkanan yerden geçilmez, çamaşır sularının üzerine basılmaz. Gece kapı arkasında oturulmaz, oturanın iftiraya uğrayacağı düşünülür. Gelin ayakkabısının altına mahalledeki kızların isimleri yazılır, düğün sonunda kimin ismi silinmediyse önce onun evleneceğine inanılır. Gelin arabasının önünden geçilmez. Gece vaktinden önce horoz ötmesi uğursuzluk sayılır. Gökkuşağının altından geçen insanın cinsiyet değiştireceğine inanılır.
H Hıçkırık tutunca; “Bir kimse andı” denir ve “dostsa ansın, düşmansa çatlasın” diye söylenir. Hapse giren, ölen birinin yüzüğünü takarsa çabuk çıkar denir. Hastalar kurşun dökülür.
İ İki bayram arası düğün yapılmaz. İkindiden sonra el işi yapılmaz. İkindiden sonra bebek çamaşırı güneşe asılmaz. İnsan üzerinde giysi söküğü dikilmez. İkindiden sonra hiçbir yere kül atılmaz. İnsanın önünden kara kedi geçmesi uğursuzluk sayılır. İkindiden sonra örümcek alınmaz. İşi yarıda bırakanın ölümü zor olur denir. İki bebek kırkı çıkmadan aynı odada bulundurulmaz. Bulundurulursa birinin büyüyeceğine diğerinin kısa boylu kalacağına inanılır, buna “kırk basar” denir. İki bayram arası nikâh kıyılmaz. İğde dalı, leylek boku ve mavi boncuk bir araya bağlanır, koltuk altına konursa nazar değmez denir. İki gelin aynı eve alınmaz. İşe giden erkeğin önünden geçilmez. İki kadının arasından geçen erkek karısına söz geçiremez.
K Köpek uluması iyi sayılmaz, duyulduğunda “sahibine uluyasın” denir. Kızlar, iki öğün arasında yemek yerse kısmeti kapanır. Kurban bayramının ilk üç günü elişi yapılmaz. Küle basılmaz, basan çarpılır denir. Karanlık yerden geçilmez, geçilmek zorunda kalınırsa “destur” denir. Kapı eşiğine basma, iftiraya uğrarsın denir. Kuş pisliği başa düşerse para gelecek denir. Kulak çınlaması uğursuzluk sayılır. Kuşun gagasıyla cama vurması gelecek haberin işareti sayılır. Kesilen tırnak yere atılmaz, üstüne basılmaz. Kapı eşiğinde oturmak iyi değildir, oturanın kısmeti kapanır. Kara kedi görmek uğursuzluktur denir. Kayan yıldız ölüme işarettir. Kırkı çıkmamış bebek sokağa çıkarılmaz, mezarlığın yanından geçirilmez; tersi yapılırsa “kırk basar” denir. Kahve içen oğlan çocuğunun bıyıkları çıkmaz, köse kalır. Küçük çocuk avucunu çok sıkarsa büyüyünce cimri olur. Küçük çocuğun ayak tabanından öpüldüğünde erken yürüyeceğine, dudağından öpüldüğünde erken konuşacağına, ensesinden öpüldüğünde inatçı olacağına inanılır. Küçük çocuk apış arasından bakarsa eve misafir gelir. Kapının eşiğinden içeriye sağ ayakla girmek uğur getirir. Kedinin kıbleye dönüp ön ayaklarıyla başını kaşıması yağmur yağacağına işaret sayılır. Kaza geçiren kişinin yeniden kaza geçirmemesi için başında tuz ya da para çevrilir.
L Leyleği havada gören o yılı durmadan gezerek geçirir, yerde gören evinde oturur. Lağıma bulaşık suyu dökülmez, döken çarpılır. Loğusa kadının kırk gün sokağa çıkması iyi sayılmaz.
M Makasın açık kaldığı evde kavga çıkacağına inanılır. Merdiven altından geçmek uğursuzluk sayılır. Meleğin sağ, şeytanın sol omuzda olduğuna inanılır. Mahalle halkından ölen olursa dolu su kapları boşaltılır. Mezar ve mezarlığa doğru parmak uzatılmaz, uzatılırsa o parmağın ısırılıp ayak altına alınması gerekir. Mavi boncuk nazarı engeller. Makası açık bırakınca düşmanın ağzı açılır.
Ö Ölünün yıkandığı yerde yedi gece mum yakılır. Ölü geçerken tırnaklara bakılmaz. Örümcek tutmak fakirliğe yol açar. Ölünün gözleri açıksa daha dünyasına doymamış denir. Ölünün gözleri açıksa, arkasında kısa süre sonra bir başkasının öleceğine inanılır.
P Parmak kütletilmesi şeytanlara tesbih çekmek olarak düşünülür. Pazarda, pazarcıdan ilk alışveriş yapan kişinin aldığı malın parasını tezgaha atması uğur sayılır. Parmak kütletenin şeytanlar başına toplanır.
R Rüyada minare görmek sevinçli haberdir, ölü diri getirir, yeşil muradtır, asıldığını görmek ulu kişilerden görülecek yardıma işarettir. Rüyada yumurta görmek kötü söze ve dedikoduya işaret sayılır. Rüyada beyaz koyun görmek kışa ve yağacak kara işarettir. Rüyada erkek cinsel organı görenin bir kadın yakını ölür. Rüyada insan pisliğini görenin eline para geçer. Rüyada kız çocuğu gören sıkıntılı haber alır. Rüyada erkek çocuğu gören sevinçli haber alır. Rüyada eline altın alan para kazanır. Rüyada al at göre muradına erer.
S Sağ göz seğirmesi sağlığa, sol göz seğirmesi varlığa işaret sayılır. Saç taramasında tarakta kalan saç sokağa atılmaz; atılırsa bir tavuğun ayağına dolanır, sürekli başın ağrır. Sol avuç kaşınırsa para gelir, sağ avuç kaşınırsa para çıkar. Salı günü başlanan iş sallanır, bu nedenle işe başlanmaz. Sabun bir başkasına el üstünde verilir. Saçak altından geçen çarpılır. Sırtında giysisini diken aklını dikermiş. Sokak kapısının arkasına asılan diken aileyi nazardan korur, ekin asılırsa bereket çok olur. Su içerken sol el başın üstüne götürülür. Salı günü yola çıkılmaz. Sabah işe giden erkeğin önünden kadın geçmez, geçerse o erkeğin işi rast gitmez. Suyun boş yere kaynatılması uğursuzluktur. Salı ve Cumartesi günleri çamaşır yıkanmaz. Sofraya önce büyükler oturur, yoksa sofranın bereketi kaçar. Sobada ya da ocakta odunların ses çıkararak yanması o ev sahibi hakkında dedikodunun yapıldığına inanılır.
Ş Şimşek çakarken kırmızı giysi giyilmez.
T Terlik ve ayakkabının ters dönmesi iyi değildir. Tuvalette konuşulmaz, uğursuzluktur. Tavuğun ötmesi uğursuzluk sayılır. Tahtaya üç kez vurmanın kötülükleri kovacağına inanılır. Terlik ve ayakkabı ters çevrilirse evden ölü çıkar.
Y Yeni yapılan evin temeline kurban kesilir. Yola çıkanın arkasından su dökülür. Yedi hafta boyunca Cumartesi günleri çamaşır yıkayanın evinden cenaze çıkar. Yatağa çorapla girilmez. Yeşil soğan ve yumurta kabuğu yakılmaz. Yüzüstü yatılmaz, yatılırsa gâvura benzenirmiş. Yeni doğan çocuğun kopan göbeği nereye atılırsa o mesleği seçermiş. O nedenle tuttuğu mesleğinde yükselmesi için kiremitliğe atmak gerekirmiş. Yolculuğa çıkan kişinin önüne ilk çıkan kişi uğurlu ya da uğursuzluk getirirmiş. Yeni gelinin kucağına erkek bebek verilir. Yeni doğan bebeğin eline iyi huylu olsun ve iyi okusun diye kalem tutturulur. Yüzüğün sol ele takılması iyi sayılmaz. Yeni evlenen erkeğin düğününden sonra eve ilk girişinde bardak kırması uğurlu sayılır. Yeni doğan bebek Cuma günü yıkanmaz. Yeni doğan bebeğin ağzına üflenirse o bebeğin cana yakın olacağına inanılır. Yemekte bardaktan su dökülürse eve misafir gelir. Yalan yere yemin edenin başında yemin tutmasın diye ekmek çevrilip köpeğe atılır. Yemin eden kişi, yemin ederken sağ ayağını kaldırırsa yemini kabul olmaz. Yaranın üzerinde ekmek çevirilir, sabah ezanından önce mezarlığa gidip atılır, arkasına bakmadan eve dönülürse yara geçermiş. Yatakta yayılıp yatanın rızkı bol, büzülüp yatanın az olurmuş. Yaranın üzerinde ekmek ya da şeker çevrilir, sabah ezanından önce bir köpeğe atılırsa yara geçer.
********************************
| |
| | | huzeyfe Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 7719 Rep Gücü : 18108 Rep Puanı : 23 Kayıt tarihi : 27/03/09
| Konu: Geri: 7.SINIF DERS NOTLARI-SERVET ZEYREK Perş. Ağus. 11, 2011 1:10 pm | |
| “RAMAZAN GELDİĞİNDE; CENNET KAPILARI AÇILIR, CEHENNEM KAPILARI KAPANIR, BÜTÜN ŞEYTANLAR ZİNCİRE VURULUR.” Hadîs-i Şerîf
“ALLAH KATINDA, ORUÇLUAĞZIN KOKUSU EN GÜZEL KOKULARDAN DAHA GÜZELDİR.” Hadîs-i Şerîf
“KİM, RAMAZAN ORUCUNU ALLAH’A İNANARAK VE KARŞILIĞINI SADECE O’NDAN BEKLEYEREK TUTARSA DAHA ÖNCE İŞLEDİĞİ GÜNAHLARI AFFEDİLİR.” Hadîs-i Şerîf
“ORUÇ, BİR KALKANDIR. ORUÇLU KİŞİ, KÖTÜ SÖZ SÖYLEMESİN.BİRİ ONA SATAŞIR VE KAVGA ETMEK İSTERSE İKİ DEFA ‘BEN ORUÇLUYUM’ DESİN.” Hadîs-i Şerîf
“ALLAH, YALAN SÖYLEMEYE DEVAM EDEN KİMSENİN YEMESİNİ VE İÇMESİNİ BIRAKMASINA HİÇ BİR KIYMET VERMEZ.” Hadîs-i Şerîf
“ALLAH ŞÖYLE BUYURMUŞTUR: ‘ORUÇLU KİŞİ YEMESİNİ VE İÇMESİNİ SADECE BENİM İÇİN BIRAKMIŞTIR. ORUÇ, SADECE BENİM İÇİN YAPILAN BİR İBADETTİR.ONUN KARŞILIĞINI DA SADECE BEN VERİRİM.’ ” Hadîs-i Şerîf ON BİR AYIN SULTANI
*************************************
1. Dini bayramlarda ekonomik durumu iyi olmayan insanlara yapılan yardımlar, aşağıdakilerden hangisinin işleviyle benzerlik gösterir? A) Haccın B) Orucun C) Namazın D) Zekatın
2. “Sayılı günlerde olmak üzere oruç size farz kılındı. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde oruç tutar. Oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir.” (Bakara – 184) Türkçesi verilen ayete göre, aşağıdakilerden hangisi söylenemez? OKS 2004
A) Tutulamayan oruçların kaza edileceği B) Farz olan orucun belirli günlerde tutulacağı C) Seyahat edenler için oruç tutmada kolaylık sağlanacağı D) Oruç tutmak için niyetlenileceği
3. Oruç ibadetinin kişiye ve topluma kazandırdıkları arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? DPY 2007 5. sınıf
A) İrademizi güçlendirme B) Çevre temizliğini artırma C) Davranışlarımızı güzelleştirme D) Toplumda yardımlaşmayı artırma 4. Hz. Muhammed (S.A.V.) ”Fıtır sadakası oruçluyu yanılarak söylediği yanlış ve çirkin sözlerin günahından temizler, yoksullar için de bir azık olur. Kim onu bayram namazından önce verirse kendisi için fıtır sadakası olur. Kim de onu bayram namazından sonra verirse bu da normal sadaka olur” sözüyle aşağıdakilerden hangisinden bahsetmemiştir? DPY 2004 6. sınıf
A) Fıtır sadakasının yoksullara azık olduğundan B) Fıtır sadakasının yılda bir defa belli zamanda verildiğinden C) Oruçlunun çirkin sözlerinin günahını sadakanın temizlediğinden D) Normal sadaka ile fıtır sadakasının aynı şey olduğundan
5. İslâm Dini’ne göre yaşlılar ve sağlık sorunu olan kimseler oruç tutamazlar. Maddi durumları uygunsa tutamadıkları her günkü oruç için bir yoksulun bir günlük yiyecek giderini karşılarlar. Bu husus aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir? DPY 2003 5. sınıf
A) Fidye B) Zekat C) Fitre D) Sadaka
6. Aşağıda verilenlerden hangisi İslâm’ın beş temel esasından biri değildir? DPY 2002 4. sınıf A) Namaz kılmak B) Kurban kesmek C) Hacca gitmek D) Oruç tutmak
7. Bir şey yemenin ve içmenin sona erdiği ve orucun başladığı an aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir? DPY 2002 4. sınıf
A) İmsak B) İftar C) Sahur D) Fıtır
8. Aşağıdakilerden hangisi orucu bozan bir davranış değildir? DPY 2001 5. sınıf A) Yüzmek veya banyo yapmak B) Bilerek bir şey yiyip içmek C) İftar vakti sanarak orucunu açmak D) Ağız dolusu kusmak
9. Ramazan ayında orucun başladığı, yemenin içmenin vb davranışların sona erdiği vakit aşağıdakilerden hangisidir? DPY 2001 5. sınıf A) Sahur B) İftar C) İmsak D) Sabah
10. Aşağıdakilerden hangisi, orucun beden sağlığına etkisidir? DPY 2000 6. sınıf A) İnsanın organlarını dinlendirmesi B) İnsanın ruhunu yüceltmesi C) İnsanın günahlarından kurtulması D) İnsanın merhamet duygusunu geliştirmesi
11. Hangi ibadet zorunlu olarak ramazan ayında yerine getirilir? DPY 1999 4. sınıf A) Hac B) Zekât C) Oruç D) Kurban
12. Hangisi oruç ibadetiyle ilgili değildir? DPY 1998 4. sınıf A) Sahur B) İmsak C) İftar D) Tavaf
14. Ramazan Ayına Müslümanlarca “On bir Ayın sultanı” denmesinin en doğru cevabı aşağıdakilerden hangisidir? A) Oruç tutmanın sağlık açısından insanlara yararlı olması B) Oruç tutmanın toplumdaki yoksul insanların halini toklara hatırlatması. C) Rahmet ve lütuf kapılarının açılmasıyla yapılan ibadetlere kat kat sevap verilmesi D) Oruç tutmanın insan iradesini kuvvetlendirmesi.
15.Aşağıdakilerden hangisi yapılan ibadetlerin esas amacını tam olarak ifade eder? A) Cennete gitmek B) Cehennemden kurtulmak C) Kötülüklerden korunmak D) Allah’ın rızasını( Hoşnutluğunu) kazanmak
16. ramazan ayında yatsıdan sonra kılınan yirmi rekatlık teravih namazı için aşağıdakilerde hangisi söylenebilir? A) Sünnet B) Farz C) Vacip D) Mubah
17. Oruç için dini bir terim olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Vacip B) Nafile C) Sünnet D) Farz
18. Orucun başlangıç ve bitiş süreleri için söylenen dini terimler aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? A) Savm-Salat B) Vacip-Nafile C) İmsak-İftar D) Sahur-İmsak
19. Ramazan Orucunu bilerek bozan kimsenin Ramazandan sonra tutması gereken altmış bir gün oruca ne denir? A) Savm B) Fidye C) İmsak D) Kefaret
20. Aşağıdakilerden hangisi orucu bozan davranışlardandır? A) Vücudun herhangi bir yerinden kan çıkması B) Unutarak bir şey yemek C) Ağzı su ile çalkalamak D) Ağız dolusu kusmak
************************
AŞAĞIDAKİ KAVRAMLARI HİKAYEDEKİ BOŞLUKLARA YERLEŞTİRİNİZ
•Sahur Yemeği •Teravih •Yalan, Hile, Dedikodu •Kur’an •Oruç •Ramazan Bayramı •İmsak •İftar •Fitre •Mukabeleye Oruç tutmak için sabah namazından önce kalkarım. ..........................‘ni yerim. .............. vakti geldiğinde yemek yemeyi keserim. Böylece .............. başlamış olur. Gün boyunca ...............................................‘dan kaçınırım. Ailemle birlikte ................. gideriz. Orada birkaç kişi yüksek sesle ............... okur. Biz de takip ederiz. Akşam ezanı ile birlikte orucumuz sona erer. Ailemle birlikte ............... ederiz.Ramazan ayında en çok sevdiğim şeylerden birisi de ...................namazını kılmaktır. İhtiyaç sahiplerine babam ............... verir.Bir ay oruç tutulduktan sonra coşkuyla ....................................kutlarız. RAMAZAN’IN GETİRDİKLERİ Ahmet o gün uyandığında içinde tarifi imkansız bir sevinç ve heyecan vardı.Çünkü o gün Ramazan ayının ilk günüydü ve Ahmet o yıl Ramazan orucunu eksiksiz tutmak istiyordu. Sahurda bütün aile heyecanla sofraya oturmuş televizyondaki dini yayınlar eşliğinde yemeklerini yemişlerdi. Sabah okula gitmek için hazırlandı ve yola koyuldu. Aklında hep oruçlu olduğu ve bunu unutarak yiyip içmek korkusu vardı.Ahmet Allah’a yaklaşmak için oruç tuttuğunun farkındaydı ve bu onda bazı değişlikler yapmıştı. Arkadaşlarıyla daha güzel anlaşmaya başlamıştı. Yardıma ihtiyacı olan arkadaşlarına elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyordu. Ahmet’teki değişikliği arkadaşları ve öğretmeni de fark etmişti. Bunu örnek alan diğer çocuklar da hareketlerine dikkat etmeye başladılar. Böylece Ramazan ayı ile birlikte Ahmet’in sınıfında kavganın,gürültünün yerini hoşgörü,saygı ve sevgi almıştı. Artık kimse kekeme olduğu için Selim ile, gözlüklü olduğu için Ebru ile dalga geçmiyor, şişman olduğu için Yeşim’e lakap takmıyordu, hatta hiçbir zaman geçinemeyen Murat ve Barış bile iyi anlaşmaya başlamışlardı. Ahmet o gün eve dönerken şunu fark etti. Sadece sınıfında değil, diğer insanlar arasında da Ramazan ayı ve oruç iyiliği , huzuru, yardımlaşmayı, sevgi ve saygıyı yaygınlaştırmıştı. ORUÇ DAVRANIŞLARIMIZI GÜZELLEŞTİRİR
************************
Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? 1-Oruç, akıllı ve ergenlik (sorumluluk) çağına girmiş her Müslüman’a farzdır. 2-Oruç tutabilmek için sağlıklı olmak gerekir. Hasta olanlar iyileşince oruçlarını tutarlar. Eğer hasta, hiç iyileşemeyecek durumda ise fidye verir. Fidye, bir yoksulun bir günlük yiyeceğinin karşılanmasıdır. Buna da gücü yetmezse Allah onu bağışlar. 3-Uzun yolculuk yapanlar, güçlük nedeniyle tutamadıkları oruçlarını, yolculukları sona erince tutarlar. 4-Oruç tutmak için, gece sahura kalkılır ve yemek yenir. Sevgili Peygamberimiz bu yemeği ısrarla tavsiye etmiştir. Çünkü sahur yemeği sağlığımız için önemlidir ve bu şekilde oruç daha rahat tutulur. 5-Sahur yemeği yendikten sonra, ağız iyice temizlenir. "Niyet ettim Allah rızası için yarınki orucu tutmaya.'' denir.İmsak vaktinden itibaren iftar vaktine (akşam ezanına) kadar hiçbir şey yenilmez, içilmez. Bu şekilde oruç tutulmuş olur. 6-Müslümanlar her zaman sözlerine, tutum ve davranışlarına son derece dikkat ederler. Ancak oruçlu iken daha çok dikkat etmelidirler. Yani oruç tutarken, iyi ve güzel söz söylenmeli, kötü sözlerden kaçınılmalıdır. Dinimizin uygun görmediği yanlış işler yapılmamalıdır. ORUCU BOZAN DURUMLAR Oruçlu olduğunu bile bile yiyip içmek, İftar vakti girdi zannederek bir şey yemek, içmek, İmsak vakti girmedi zannederek yemek, içmek, Burun veya kulağa ilaç damlatmak, Ağız dolusu kusmak, Ağza veya burna çekilen suyu yutmak Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek orucu bozmaz. Eğer bir şey yenilip içilirken oruçlu olduğu hatırlanırsa yeme içme bırakılıp ağızda olanlar boşaltılıp ağız çalkalanmalıdır. Şayet, "Nasıl olsa oruç bozuldu.'' düşüncesiyle yiyip içmeye devam edilirse oruç gerçekten bozulmuş olur . Oruca niyet edip başladıktan sonra özürsüz, bile bile orucu bozmak günahtır. Geçerli bir neden olmaksızın bilerek oruç bozanlar, bunun cezası olarak ramazan dışında aralıksız altmış gün oruç tutarlar. Buna kefaret orucu denir. Hastalık ve yolculuk nedeniyle tutulamayan veya bozulan oruçlar daha sonra tutulur .Buna da kaza orucu denir. Hastalık, yaşlılık gibi durumları sebebiyle kefareti yerine getiremeyecek şekilde dini özrü olanlar, her gün için bir fakiri doyuracak kadar fidye verirler.
******************************
İslâmın beş şartından dördüncüsü, mübârek Ramazan ayında, hergün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten onsekiz ay sonra, Şa'bân ayının onuncu günü, Bedr gazâsından bir ay evvel farz oldu. Ramazan, yanmak demektir. Çünkü, bu ayda oruç tutan ve tevbe edenlerin günâhları yanar, yok olur. Ramazanda oruç tutmak akıl bâlig olan her müslümana farzdır. Orucun farzları 1- Niyet etmek, 2- Niyeti ilk ve son vakitleri arasında yapmak, 3- Fecr-i sâdık, ya'nî tan yeri ağarmasından, güneşin batmasına kadar olan zaman [ya'nî şer'î gündüz] içinde, orucu bozan şeylerden sakınmaktır. Ramazanın girişi Hadîs-i Şerîfte, (Ayı görünce oruç tutunuz! Tekrar görünce, orucu bırakınız!) buyuruldu. Bu emre göre, Ramazan ayı, hilâlin [yeni ayın] görülmesi ile başlar. Hilâli görmeden önce yapılan hesâb ile, takvîm ile başlamak câiz olmaz. Şa'bân ayının otuzuncu gecesi, güneş gurûb edince, hilâli aramak vâcib-i kifâyedir. Oruç, fecrin ağarmasından, güneş batıncaya kadar, yemeyi, içmeyi ve cimâ'ı terketmektir. Orucun niyet vakti Bir gün evvel güneş batmasından, oruç günü (Dahve-i kübrâ)ya kadar, Ramazan orucuna kalb ile niyet etmek de farzdır. Belli gün olan adak orucunun ve nâfile orucun niyet zamanı da böyledir. Hergün ayrı niyet etmek lâzımdır. Ramazan orucuna niyet ederken, Ramazan demeyip, yalnız oruç demek veya nâfile oruç demek de câizdir. Dahve-i kübrâ vakti, oruç müddetinin ya'nî şer'î gündüz müddetinin yarısıdır ki, zevâl vaktinden öncedir. Fecr, ya'nî imsâk vaktinden evvel niyet ederken, (Niyet ettim, yarın oruç tutmaya) denir. İmsâktan sonra niyet ederken, (bugün oruç tutmaya) denir. Ramazan-ı Şerîf orucu, her müslümana farz olduğu gibi, tutamıyanların kazâ etmeleri de farzdır. Kazâ ve keffâret orucuna ve mu'ayyen olmayan adak oruçlarına fecrden sonra niyet edilemez. Orucu bozan şeyler İlmihâl kitaplarında orucu bozan ve keffâret gerektiren hâller için genel kâide bildirilmiştir. Gıda veya devâ ya'nî ilâç olarak, faydalı birşey yemek, içmek, zevk, keyif veren birşeyi ağızdan almak ve cima' orucu bozar. Orucu bozan bu şeyler, bilerek yapılınca hem kazâ hem keffâret gerekir. Orucu bozup hem kazâyı, hem de keffâreti gerektiren husûslardan ba'zıları şunlardır: 1- Ramazan ayında oruçlu olduğunu bildiği hâlde ve imsâktan önce niyetli iken, gündüz fâideli birşey yiyip içmek. 2- Sigara içmek. 3- Kan aldırmak ve gıybet etmek gibi orucu bozmadığı iyi bilinen bir şeyden sonra, orucu bozuldu sanarak bile bile yemek. 4- Ramazanın bir gününde, kazâ lâzım olan birşeyi yaparak orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi kasten yine yaparsa keffâret de lâzım olur. 5- Ağzına giren kar, yağmur ve doluyu istiyerek yutmak. 6- Toprak yeme alışkanlığı olan kimsenin, yenmesi âdet olan toprak ve kil yemesi. 7- Az tuz yemek. 8- Oruçlu olduğunu unutarak yiyen kimse, oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra orucu bozulmadığını bildiği hâlde, yine yiyip içerse orucu bozulur. Hem kazâ hem de keffâret lâzım olur. Orucu bozup sadece kazâ gerektiren hâller 1- Hatâ ile meselâ, abdest alırken boğaza su kaçması. 2- Kulağa yaş, ilâç damlatmak, derideki yaradan içeri girecek ilâç koymak. 3- Vücuda, iğne ile ilâç ve aşı şırınga etmek. 4- Kağıt, pamuk, ot, pişmemiş pirinç, darı, mercimek tanesi gibi ilâç ve gıda olmıyan birşeyi yutmak. 5- Zorlıyarak ağız dolusu kusmak. 6- Dişlerin kanamasında, yalnız kanı veya tükürükle aynı miktardaki karışık kanı yutmak. 7- İmsâk vaktinden sonra, daha gece zannederek yiyip içmeye devam etmek. 8- Güneş battı, ezân okundu zannederek, iftâr vakti gelmeden yimek. 9- Oruçlu olduğunu unutup, yiyip içtikten sonra, orucum bozuldu diyerek, yiyip içmeye devam etmek. 10- İstimna, (mastürbasyon) yapmak. [Uykuda iken ihtilâm olmak orucu bozmaz.] 11- Tahâretlenirken içeri su kaçırmak. 12- Lavman yaptırmak, orucu bozar. Kadınların, kadın hastalıklarından muayenelerinde oruç bozulabilir. 13- Zorla orucu bozdurulmuş olmak. 14- Burna sıvı ilâç damlatmak. 15- Burna kolonya çekmek. Burna çekmeyip sadece koklarsa bir zararı olmaz. 16- Başkalarının içtiği sigara dumanını istiyerek çekmek. 17- Diş çektirmek için uyuşturucu iğne vurdurmak. 18- Astım hastalarının, kriz hâlinde ilâçlı sprey kullanmaları orucu bozar. İlâçsız oksijen gazı bozmaz. 19- Hastaların, dil altından, yutmasa da ilâç alması orucu bozar. Kalb rahatsızlığı için sağlam deri üzerine konan ve derinin gözeneklerinden emilerek kalbe fayda veren ilâç, sağlam deri üzerine konulduğu için orucu bozmaz. 20- Kadınların ve erkeklerin ilâç olarak fitil kullanmaları orucu bozar. Fakat guslü gerektirmez. Orucu bozmayan şeyler Bir ibâdeti yaparken, o ibâdetin farzlarını, vâciblerini, sünnetlerini, mekrûhlarını ve müfsitlerini ya'nî bozan şeyleri de bilmek lâzımdır. Bunlar bilinmezse, yapılan ibâdet sıhhatli olmaz. Hattâ öyle olur ki, ibâdet yaptığımızı zannettiğimiz hâlde, o ibâdet bozulmuş, ibâdet olmaktan çıkmış olabilir. Meselâ, orucun farzlarından birisi, orucun başlayış vaktinden bitiş zamanına kadar, orucu bozan şeylerden sakınmaktır. Bunun için orucun farzlarını, mekrûhlarını ve müfsitlerini, ya'nî orucu bozan hâlleri ve bozmayan şeyleri iyi bilmek lâzımdır. Orucu bozmayan şeylerden ba'zıları: 1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek. 2- İhtilâm olmak. 3- Tentürdiyot ve yaş sürünmek ve sürme çekmek. (Bunların rengi, kokusu tükürükte, idrarda belli olsa bile orucu bozmaz.) 4- Gıybet etmek. (Gıybet orucu bozmaz ise de, harâmdır orucun sevâbını azaltır.) 5- İstemiyerek ağız dolusu kusmak. 6- İsteyerek, zorlayarak, biraz kusmak. 7- Kulağına su kaçmak. 8- Ağzına, burnuna, boğazına toz, duman ve sinek kaçmak. 9- Oksijen gazı tüpü ile sun'î hava verilmek. (Gazın içine ilâç konmuş ise bozar.) 10- Başkalarının içtiği sigaranın dumanı, sakındığı hâlde ağzına burnuna girmek. 11- Ağzını yıkadıktan sonra, ağzında kalan yaşlığı tükürük ile yutmak. 12- Gözüne ilâç koymak. 13- Diş çukuruna ilâç koymak. (Tadı boğazda duyulsa bile bozmaz.) 14- Yutmadan yemeğin tadına bakmak. 15- Çiçek, kolonya koklamak. Kolonyayı burnuna iyice çekerse bozulur. 16- Dişleri arasında sahur vaktinden kalan, nohuttan küçük şeyi yutmak. 17- Gelen kusuntunun geri gitmesi. 18- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak. 19- Diş çektirmek. [Diş çekmek için morfin vurulması orucu bozar.] 20- Diş çektirince gelen kanı tükürmek, yâhut tükürükten az ise yutmak da orucu bozmaz. 21- Arının kendiliğinden sokması. Oruç çeşitleri Sekiz çeşit oruç vardır. Bunlar şunlardır: 1- Farz oruçlar: İki kısımdır. Birincisi, belli bir zamanda tutulan Ramazan-ı Şerîf orucu. 2- İkincisi, belli bir zamanda olmıyan kazâ ve keffâret oruçları. 3- Vâcib oruçlar: Bunlar da, mu'ayyen olur. Belli gün veya günler oruç tutmayı adamak gibi. 4- Gayrı mu'ayyen oruçlar: Herhangi bir gün veya birkaç gün oruç adamak gibi. 5- Sünnet olan oruçlar: Muharremin dokuzuncu ve onuncu günleri oruç tutmak gibi. 6- Müstehab oruçlar: Her Arabî ayın 13, 14 ve 15. günleri oruç tutmak gibi. 7- Harâm olan oruçlar: Ramazan bayramının birinci günü ve Kurban bayramının her dört günü oruç tutmak. 8- Mekrûh olan oruçlar: Muharremin yalnız onuncu günü, yalnız cumartesi günleri, Nevruz ve Mihrican günleri ve bütün sene, her gün oruç tutmak ve konuşmamak şartıyla oruç tutmak mekrûhtur. Kutuplarda oruç Kutuplara ve Ay'a giden müslümanın da, seferî değilse, Ramazanda gündüzleri oruç tutması lâzımdır. 24 saatten daha uzun günlerde, oruca saatle başlar ve saatle bozar. Gündüzü böyle uzun olmıyan bir şehirdeki müslümanların zamanına uyar. Eğer oruç tutmazsa, gündüzleri uzun olmayan yere gelince kazâ eder. Kimler oruç tutmaz Dînimiz, insana yapamıyacağı işleri yüklememiştir. İbâdetlerde her türlü kolaylığı göstermiştir. Meselâ, hasta, hastalığı artacak ise, hâmile kadın, süt veren kadın, harbeden asker zayıf olursa, oruç tutmaz. İyi olunca kazâ eder. Sefere çıkan, ya'nî üç günlük yola [104 kilometreye] gitmek için niyet ederek yola çıkan, seferî olur. Böyle misâfir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazandan sonra kazâ eder ise de, zarar etmezse, tutması efdaldir. Yolda ve onbeş günden az kalacağı yerde tuttuğu orucu bozarsa, keffâret lâzım olmaz. Misâfirliği bitip evine gelince veya gittiği yerde onbeş gün kalmaya niyet edince, tutmadığı günleri kazâ eder. Hasta, hastalığının artmasyndan veya iyi olmasının gecikmesinden yâhud şiddetli ağrı gelmesinden korkar ise, oruç tutmayıp sonra kazâ eder. Bu, Tabîb-i müslim-i hâzık'ın söylemesi ile anlaşılır. Hâzık, mütehassıs, uzman olmak demektir. Kâfir ve fâsık, ya'nî büyük günâh işlediği bilinen tabîbe muâyene ve tedâvî, zarûrî hâllerde câizdir. Fakat bunların sözleri ile ibâdet bozulmaz. Orucunu bozarsa, keffâret lâzım olur. Ba'zı ağır hastalar hariç hemen hemen her hasta oruç tutabilir. Yıllarca oruç tutturulmayan birçok hastaya, yakinen tanıdığımız dahiliye mütehassısı bir doktor, oruç tutturdu. İlâçların dozlarını oruç vaktine, ya'nî sahura ve imsâka göre ayarladı. Hastaların en ufak bir sıkıntısı olmadı. Yeter ki doktor, hastasının oruç tutmasını istesin. Peşin hükümlü olmasın. Tedâviyi ona göre ayarlar. Bu olmıyacak bir iş değildir. Bunun için dînimiz, her doktorun değil, o branşta mütehassıs olma şartını ve müslüman olması şartını getirmiştir. Mütehassısı olmazsa yanlış karar verebilir. Sâlih müslüman değilse, dînin emir ve yasaklarına önem vermiyeceği için, bunun sözünü de ölçü kabûl etmemiştir. İhtiyâr olup, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kazâya kalmış oruçlarını tutamıyacak kimse ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, oruç tutmaz, fakat gizli yer. Böyle kimse zengin ise, hergün için bir fıtra, ya'nî binyediyüzelli gram buğday veya un veya kıymeti kadar altın veya gümüş parayı, bir veya birkaç fakîre verir. Ramazanın başında veya sonunda toptan hepsi bir fakîre de verilebilir. Fidye verdikten sonra hasta iyileşirse, Ramazan oruçlarını ve kazâ oruçlarını tutar. KAYNAK: http://www.dinvekitap.com/Oruc/Oruc.asp
********************************** Oruç Tut Beni Yazar Dr. Senai Demirci Salı, 26 Eylül 2006 zaman gazetesi
Hoş geldin ey suskun sevgilim; Tut sözünü; sus. Mühürle dudağımı, sesimi tut, lâl eyle çığlıklarımı. Nahoş avazların uçurumlarından çek dilimi. Yalanların kuyularından çekip çıkar nefeslerimi. Göklü söz ağaçlarının bengisuyuna kat hecelerimi. Hoş geldin ey yüzü gamzelim; B/akışının menzilinde tut gözlerimi. Tir-i müjgan dokunuşlarınla delik deşik et kibrimi. Gör(e)meyip de seni, göster(e)meyip de yanımda yöremde, görür gibi huzurunda tut çaresiz yetimliğimi. Hoş geldin ay yüzlüm benim; Tut saçlarımın kakülünden, kaldır yüzümü yerden. Utancımı tebessümünün kıvrımlarına dola, yut. Pişmanlığımı gül yanağının yamaçlarına sar, uyut. Dağıt neşemin saçlarını, hüznün tenine yasla umarsızlığımı. Hoş geldin ey hesapsız sevincim; Tut elimi. Avuçlarında tut uzanamadığım uçurum çiçeklerimi. Geri ver uzak dal uçlarına terk ettiğim huzur meyvelerimi. Tut Ferhad'ımın elinden, şirin vuslatların köyüne taşı yüreğimi. Tut Züleyha'mın elini, önü/ardı yırtık gömleklerin kuyusuna zindanına düşürme nefsimi. Hoş geldin ey ruh ikizim; Tut, ardında tutulduğum aynalara tut yüzümü... Tut ki aynalarda avuntu bulamayan, bakışlarında kendini tanımayan, özlediğinde kendine varamayan, yüzünü yakmış bir hastayım. Gözbebeğinde tut beni. Ayıplamadan, tiksinmeden bakışının ışığından yüz ver bana. Tut ki resimli el ilanları asılmış bir kayıp çocuğum; duvar diplerine asılı umarsız bakışların kovduğu bir lüzumsuzum. Tut kolumdan, ardın sıra sürükle, yuvama götür. Tut ki mürekkebin hiç hatırını sormadığı yırtık bir kâğıt, kalemin hiç içmeyeceği unutulmuş bir sözüm. Aklında tut beni; diline dola, dudağına değdir, cümlede kullan, tut bir şiire kafiye eyle beni. Tut ki üzerindeki rakamları ciddiye alınmayan kalp parayım. Elinde tut, say beni, inci mercana sat beni. Işığa tut yüzümü; sahih kıl beni. Hoş geldin ey son tesellim; Göz yaşımı yanağında tut, taç yapraklarına taşı ağlayışımı. Şehvetin kirinden sıyır, tenin tozundan ayıkla kalbimi. Hoş geldin ey kalbimin göğü; Tut kanatlarımdan, rahmete yapıştır teleklerimi, yücelere yükselt bedenimi. Yağmurları tut sakla hüznümün bulutlarında. Hoş geldin ey bin bahar neşesi; Tut elimden sımsıcak, karanfillerin kûyuna götür beni, güllerin suyuna kat demimi, demkeş eyle gönlünün pervazına kalbimi. Hoş geldin ey ışıltılı libasım; Tut yakamdan, giy beni, giyindir beni, ört bencilliğimi, üşümeye terk etme bendeni. Omuzlarıma sarıl şal gibi, rızana razı eyle beni. Hoş geldin ey kan davalım; Tut (i)ki yakamdan, tutukla beni, yetimlerin yüzüne çalıp pare pare eyle cimriliğimi. Bağla ayağımı yokluklara gitmekten. Bileklerimi kelepçele, yasakla ellerime biriktirmeyi.. Hoş geldin ey açlığım; Tut ve at sahte doymuşluklarımı, teni üzerimden sıyırıp ruhun semâsına savur beni. Çıplak bırak cümle duyarsızlıklardan. Yırt at yüreğimdeki yalancı tesellileri. Hoş geldin ey sırdaşım; Tut beni, sobele. Saklandığım yerde bul beni. Şehrayinlere kat. Gizlice kaçır evden. Mahyaların ışığına kat gözlerimi. Kan/dillerin fısıltılarını lerzan gönüllere karıştır. Kanlıyı hunrîz ile barıştır ki ihanetler yatışsın, nefretler sönsün, yalnızlıklar sussun.. Hoş geldin ey gam telim; Tut getir o mahur besteleri. Notaların ahengine böl kırgınlıklarımı. Şarkı eyle, ezberinde tut kırık sözlerimi. Mızrabının ucunda titretiver yüreğimi, aşka sürgün et kelimelerimi, göklü salkımından emzir kuşluk vaktimin ümitlerini. Hoş geldin ey güz yağmurum; Sağanağına tut bu çorak gönlü. Seline kat yangınlarımı. Damla damla denize at kanayan yanlarımı. İçimde uyuyan tohumları uyandır, baharlara taşı/r yüreğimi. Hüznümün sarı yapraklarını toprağa kat. Hoş geldin ey orucum; Acıktım sana; sofrana oturt beni. Acıttım içimi; göğsünde avut beni. Aktım sana; damla damla yut beni. Aldandım sahte ışıklara; beşiğinde uyut beni. Ağular içtim bal kâselerinden; döşeğinde sağalt beni. Azaldım nisyanlar içinde; gözlerinde çoğalt beni. Ağına düştüm isyanların; tut elimi, doğrult beni. Ağzına düştüm yalanların; tut dilimi, doğruda tut beni. Ayartısına kandım anlık sevdaların; tut gözlerimi, körelt beni. Arı duru kalamadım, bulandım; el üstünde tut pişmanlıklarımı, durult beni. Tut beni.
**********************************
RAMAZANDA HER GÜNE BİR DUA
Aşağıdaki büyük fazilet ve sevapları olduğu bildirilen duaları, İbn-i Abbas Resulullah’tan (s.a.a) nakletmiştir:
1. Günün Duası: "Allahummec'al siyamî fîhi siyam'es-saimîn ve giyamî fîhi giyam'el-gâimîn ve nebbihnî an nevmet'il-ğâfilîn ve heb lî curmî fîhi ya ilâh'el-âlemin ve'fu annî ya âfiyen an'il-mucrimîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde tuttuğum orucu gerçek oruç tutanların orucu gibi ve ibadetimi gerçek ibadet edenlerin ibadeti gibi kıl; bu günde beni gafillerin uykusundan uyandır; suçumu bu günde bağışla; ey âlemlerin ilâhı! Affet beni, ey suçları affeden. Rabbim!
2. Günün Duası: "Allahumme garribnî fîhi ilâ merzâtike ve cennibnî fîhi min sehatike ve negimatike ve veffignî fîhi li-girâeti âyâtike bi-rahmetike ya erhem'er-râhimîn."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde beni kendi hoşnutluğuna yakınlaştırıp, gazap ve azabından uzaklaştır. Bu günde ayetlerini okumaya beni muvaffak kıl; rahmetin hakkına ey merhametlilerin en merhametlisi.
3. Günün Duası: "Allahummerzugnî fîh'iz-zihne ve't-tenbîh ve bâidnî fîhi min'es-sefâheti ve't-temvîh vec'al lî nesîben min kulli hayrin tunzilu fîh, bi-cûdike ya ecved'el ecvedîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde bana zekâ ve uyanıklık (ibadet ve itaatten gafil olmama) hali ver; beni cahillik ve batıl işlerden uzaklaştır. Bu günde indirdiğin her hayırdan bana da bir nasip ayır; cömertliğin hakkına ey cömertlerin en cömerdi!
4. Günün Duası: "Allahumme gavvinî fîhi alâ igameti emrik ve ezignî fîhi halâvete zikrik ve evzi'nî fîhi li-edâi şukrik bi-keramik vehfeznî fîhi bi-hifzike ve sitrik, ya ebsar'an-nâzirîn."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde emrini uygulamak için beni güçlendir; bu günde zikrinin güzel tadını bana tattır; kereminle beni bu günde şükrünü eda etmek için hazırla; bu günde hıfzın ve örtünle beni (günah ve beladan) koru; ey basiretlilerin en basiretli!
5. Günün Duası: "Allahummecalnî fîhi min'el-musteğfirîn, vec'alnî fîhi min ibâdik'es-sâlihîn'el-gânitîn, vec'alnî fîhi min evliyâik'el-mugarrabîn, bira'fetike ya erham'er-râhimîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde beni mağfiret dileyenlerden, sana itaat eden salih kullarından ve mukarreb velilerinden kıl; lütuf ve şefkatin hakkında ey merhametlilerin en merhametlisi!
6. Günün Duası: "Allahumme la tehzulnî fîhi li-tearruzi ma'siyetik, velâ tazribnî bi-siyâti negimetik, ve zehzihnî fîhi min mûcibâti sehatike, bi-mennike ve eyâdîke, ya muntehâ rağbet'ir-râğibîn."
Anlamı: Allah'ım! Sana karşı işlediğim günahtan ötürü bu günde beni yalnız bırakma; azap kırbacınla beni cezalandırma; bu günde gazabına vesile olacak şeylerden beni uzaklaştır; -sonsuz- lütfün ve nimetlerin hakkına, ey şevkli insanların en büyük arzusu!
7. Günün Duası: "Allahumme einnî fîhi alâ siyamihi ve giyamih, ve cennibnî fîhi min hefevatihi ve asamih, verzugnî fîhi zikreke bi-devamihi, bi-tevfigike ya hadiy'el-muzillîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde oruç tutup ibadete durmam için bana yardımcı ol; bu günün sürçme ve günahlarından beni uzaklaştır; bu günde sürekli olarak seni zikretmeği bana nasip eyle; tevfikinle ey yolunu şaşanları hidayet eden!
8. Günün Duası: "Allahummerzugnî fîhi rahmet'el-eytami ve it'am'et-taam ve ifşa'es-selâm ve suhbet'el-kiram, bi-tavlike ya melce'el-amilîn."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde öksüzlere merhamet etmeyi, -fakirlerin- karnını doyurmayı, karşıma çıkan herkese Selâm vermeyi ve değerli insanlarla oturup kalkmayı bana nasip eyle; iyilik ve ihsanınla, ey arzu edenlerin sığınağı
9. Günün Duası: "Allahummec'al lî fîhi nasiben min rahmetik'el-vasia, vehdinî fîhi li-berahinik'es-satia, ve huz bi-nasiyetî ila merzatik'el-camia, bi-mehabbetike ya emel'el-muştagîn."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde geniş rahmetinden beni nasipsi bırakma; açık delil ve burhanlarını bana göster ve beni alıp en kapsamlı hoşnutluğa götür; muhabbetinle ey şevkli insanların arzusu!
10. Günün Duası: "Allahummec'alnî fîhi min'el-mutevekkilîne aleyke, vec'alni fîhi min'el-faizîne ledeyke, vec'alnî fîhi min'el-mugarrabîne ileyke, bi-ihsanike ya ğayet'et-talibîn."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde beni sana tevekkül edenlerden, sana göre saadete erişenlerden ve sana yakınlaşan kimselerden kıl; ihsanınla ey arayanların en büyük talebi!
11. Günün Duası: "Allahumme habbib ileyye fîh'il-ihsan, ve kerrih ileyye fîh'il-fusûge ve'l-isyan, ve harrim aleyye fîh'is-sehate ve'n-nîran, bi-avnike ya ğiyas'el-musteğisîn."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde iyilik ve ihsanı bana sevdir; fısk ve günahtan beni nefret ettir; gazabını ve –cehennem- ateşini bana haram kıl; yardımınla ey imdat isteyenlerin imdadı!
12. Günün Duası: "Allahumme zeyyinnî fîhi bi's-sitri ve'l-ifaf, vesturnî fîhi bi-libas'il-gunûi ve'l-kifaf, vehmilnî fîhi ala'l-adli ve'l-insaf, ve aminnî fîhi min kulli ma ehafu bi-ismetike ya ismet'el-haifin."
Anlamı: Allah’ım! Bu günde örtü ve iffetle beni ziynetlendir; bugün kanaat ve elde olana yetinme libasını bana giydir; beni bu günde adalet ve insafa sevk et ve korktuğum her şeyden beni emniyete al; koruma ve ismetinle; ey korkanları koruyan -Rabbim-
13. Günün Duası: "Allahumme tahhirnî fîhi min'ed-denesi ve'l-egdar, ve sabbirni fîhi alâ kainat'il-egdar, ve veffignî fîhi li't-tuga ve suhbet'el-ebrar, bi-avnike ya gurrete ayn'il-mesakîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde beni (maddi ve manevi bütün) kir ve pisliklerden temizle; bu günde olması taktir edilen olaylara karşı beni sabırlı kıl. Bu günde takvalı olmaya ve iyi insanlarla arkadaşlık yapmaya beni muvaffak eyle; yardımınla, ey zavallı ve miskin insanların göz nuru!
14. Günün Duası: "Allahumme la tuahiznî fîhi bi'l-aserat, ve egilnî fîhi min'el-hataya ve'l-hefevat, vela tec'alnî fîhi ğarazan li'l-belaya vel-afat, bi-izzetike ya izz'el-muslimîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde ayak sürçmelerimden dolayı beni cezalandırma; hata ve yanlışlarımı bağışla. Bu günde beni bela ve afetlerin hedefi etme; izzetinle, ey Müslümanların izzeti!
15. Günün Duası: "Allahummerzugnî fîhi taat'el-haşiîn, veşreh fîhi sadrî bi-inabet'il-muhbitîn, bi-emanike ya eman'el-haifîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde bana huşu ehlinin itaatini nasip eyle; mütevazı insanlar gibi dönüş yapıp tövbe etmemle göğsümü genişlet; emanınla, ey korkanların emanı ve güveni!
16. Günün Duası: "Allahumme veffignî fîhi li-muvafeget'il-ebrar ve cennibnî fîhi murafagat'el-eşrar, ve avinî fîhi bi-rahmetike ila dar'il-garari bi-ilahiyyetike ya ilah'el-alemîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde iyi insanlarla arkadaş olmaya beni muvaffak kıl ve kötü insanların arkadaşlığından beni uzaklaştır. Rahmetinle bana ebediyet ve sükûnet yurdu olan -cennette- yer ver; ilahlığın hakkına, ey âlemlerin ilahı!
17. Günün Duası: "Allahummehdinî fîhi li-salih'il-e'mali, vegzi lî fîh'il-havaice ve'l-amal. Ya men la yehtacu ile't-tefsiri ve's-sual. Ya alimen bima fî sudur'il-âlemin, salli alâ Muhammedin ve Âlih'it-tahirin."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde beni salih amellere hidayet et; bu günde beni hacet ve arzularıma kavuştur. Ey açıklamaya ve sormaya ihtiyacı olmayan; ey âlemdekilerin göğsünde bulunanları (içinde geçenleri) bilen –Rabbim-! Muhammed'e ve onun tertemiz Ehlibeyti'ne rahmet et.
18. Günün Duası: "Allahumme nebbihnî fîhi li-berakati esharih, ve nevvir fîhi galbî bi-ziyai envarih, ve huz bi-kulli â'zâî ile't-tibai asarih, bi-nûrike ya munevvira gulûb'il-arifîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günün seherlerinin bereketlerinden yararlanmak için beni uyandır; nurların ışığıyla kalbimi aydınlat ve bütün uzuvlarımı bu günün eserlerinden, bereketlerinden yararlandır; nurun ile, ey ariflerin gönüllerini aydınlatan!
19. Günün Duası: "Allahumme veffir fîhi hazzî min berakatih, ve sehhil sebîlî ila hayratih, vela tehrimnî gabûle hasenatih, ya hadiyen ile'l-hagg'il-mubîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günün bereketlerinden nasibimi bol et; hayırlarına ulaşma yolumu kolaylaştır; iyi amellerinin kabulünden beni mahrum bırakma; ey apaçık hakka hidayet eden -Rabbim-!
20. Günün Duası: "Allahummefteh lî fîhi ebvab'el-cinan, ve eğlig annî fîhi ebvab'en-nîran, ve veffignî fîhi li-tilavet'il-gur'an, ya munzil'es-sekîneti fî gulûb'il-mu'minîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde cennet kapılarını (yüzüme) aç; cehennem kapılarını -yüzüme- kapat; bu günde Kur'ân okumaya beni muvaffak kıl; ey müminlerin kalplerine sükunet ve huzur indiren -Yüce Allah-!
21. Günün Duası: "Allahummec'al lî fîhi ila merzatike delîla, vela tec'al li'ş-şeytani fîhi aleyye sebîla, vec'al'il-cennete lî menzilen ve megîla, ya gaziye havaic'it-talibîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde beni hoşnutluğuna götürecek bir kılavuz kıl bana; bu gün Şeytan'ı bana ulaştıracak hiçbir yol bırakma; benim yerleşeceğim ve rahat edeceğim yeri cennet kıl; ey arayanların hacetlerini yerine getiren -Rabbim-!
22. Günün Duası: "Allahummefteh lî fîhi ebvabe fazlik, ve enzil aleyye fîhi berakatik, ve veffignî fîhi li-mucibati merzatik, ve eskinnî fîhi buhbûhati cennatik, ya mucîbe davet'il-muztarrîn."
Anlamı: Allah'ım! Fazl-ü rahmetinin kapılarını bugün yüzüme aç; bu günde bereketlerini üzerime indir ve beni hoşnutluğuna vesile olacak şeylere muvaffak kıl; beni cennetlerinin ortasına yerleştir; ey perişanların duasını kabul eden -Allah-!
23. Günün Duası: "Allahummeğsilnî fîhi min'ez-zunûb, ve tahhirnî fîhi min'el-uyûb, vemtehin galbî fîhi bi-tegv'el-gulûb, ya mugîle eserat'il-muznibîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde beni günah ve kusurlardan beni yıkayıp temizle; kalbimin imtihanında bana kalplerin takvasını ver; ey günahkârların sürçmelerini bağışlayan –Rabbim-!
24. Günün Duası: "Allahumme innî es'eluke fîhi ma yurzîk, ve eûzu bike mimma yu'zîk, ve es'eluk'et-tevfîge fîhi lien utîake vela a'siyek, ya cevad'es-sailîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde seni razı edecek şeyleri senden diliyor ve seni rahatsız edecek şeylerden sana sığınıyorum. -Allah'ım!- Bu günde sana itaat edip karşı gelmemek için senden tevfik ve yardım diliyorum; el el açıp dilenenlere cömert davranan –Rabbim-!
25. Günün Duası: "Allahummec'alnî fîhi muhibben li-evliyaik, ve muadiyen li-e'daik, mustennen bi-sunneti hatemi enbiyaik, ya asime gulûb'in-nebiyyîn."
Anlamı: Allah'ım! Beni bu günde velilerini seven, düşmanlarına düşmanlık besleyen ve peygamberlerinin sonuncusu -Muhammed Mustafa'nın (s.a.a)- sünnetine uyan kimselerden kıl; ey peygamberlerin kalplerini koruyan -Yüce Allah-!
26. Günün Duası: "Allahummec'al sa'yî fîhi meşkûran ve zenbî fîhi mağfûran ve amelî fîhi magbûlen ve aybî fîhi mestûra, ya esme'as-samiîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde çabamı mükâfatlandır; günahımı bağışla; amelimi kabul buyur ve gözümü –günahlara- kapa; ey duyanların en iyi duyanı!
27. Günün Duası: "Allahummerzugnî fîhi fazle leylet'il-gadri ve sayyir umûrî fîhi min'el-usri ile'l-yusr, vegbel meazîrî ve hutta anni'z-zenbe ve'l-vizr, ya raûfen bi-ibadih'is-salihîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde bana kadir gecesinin sevabını lütfeyle; işlerimi zorluktan kolaylığa dönüştür; mazeretlerimi kabul buyur; günah ve vizr-ü vebalı üzerimden kaldır; ey salih kullarına şefkatli olan!
28. Günün Duası: "Allahumme veffir hazzî fîhi min'en-nevafil, ve ekrimnî fîhi bi-ihzar'il-mesail, ve garrib fîhi vesîletî ileyke min beyn'il-vesail, ya men la yeşğaluhu ilhah'ul-mulihhîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde müstehap (sünnet) amellerden nasibimi çoğalt; -dünya ve ahirette- sorumlu olduğum şeyleri hazırlayarak bana lütuf ve bağışta bulun; bugünde vesileler arasından sana vesilemi yakınlaştır bana; ey ısrarla –yalvaranların- ısrarı kendisini –başkalarıyla ilgilenmekten- alıkoymayan –Rabbim-!
29. Günün Duası: "Allahumme ğaşşinî fîhi bi'r-rahmet, verzugnî fih'it-tevfîga vel-isme, ve tahhir galbî min ğayahib'it-tuhmet, ya rahimen bi-ibadih'il-mu'minîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde rahmetinle beni kapla; bu günde bana -iyi amelleri yapmak için- tevfik ve -kötü amellerden- korunma -gücü- lütfeyle ve beni şüphe ve suç unsuru addedilebilecek şeylerin karanlığından temizle; ey mümin kullarına merhametli olan -Rabbim!-
30. Günün Duası: "Allahummec'al siyamî fîhi bi'ş-şukri ve'l-gabûli alâ ma terzahu ve yerzah'ur-resûl, muhkemeten furûuhu bi'l-usûl, bi-haggi seyyidina Muhammedin ve Âlih'it-tahirîn, ve'l-hamdulillahi rabb'il-alemîn."
Anlamı: Allah'ım! Bu günde tuttuğum orucu kendin ve resulün beğendiği şekilde mükâfatlandırıp kabul buyur ve onun furuunu -iman ve ihlâs olan- usulüyle pekiştir; efendimiz Muhammed ve onun tertemiz Ehlibeyti hakkında -Ey Rabbim!- Ve bütün övgüler âlemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur. | |
| | | | 7.SINIF DERS NOTLARI-SERVET ZEYREK | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|