SERSERİ
Yeryüzünde yalnız benim serseri,
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin dünyada varsa bir yeri,
Ben de bütün dünya benimdir derim.
Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı,
Aradım bir ömür, arkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı;
Halime ben bile hayret ederim.
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;
Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,
Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,
Gölgemin peşinden yürür giderim...
Necip Fazıl KISAKÜREK
HATRINA DÜŞECEĞİM
Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!
Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay’da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın…!
Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!
Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!
Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
—-
Vur da Öyle Git
İdam mahkumunun söz hakkı vardır
Bari son arzumu sor da öyle git
Arının çiçekte göz hakkı vardır
Bir buse için dur da öyle git
Madem gidiyorsun bura son durak
Ne adres, ne mektup, ne resim bırak
Kendinden bir parça bir cisim bırak
Saçından birkaç tel ver de öyle git
Ardımdan bir damla yaş dökeceksen
Adımı andıkça ah ah çekeceksen
Kabrime bir gonca gül dikeceksen
Ne olur yaşatma vur da öyle git
Hem yıllarca oyna gönül sahnemde
Hem perdeyi kapat en mutlu demde
Sitem oklarına hedef sinemde
Açtığın yarayı sar da öyle git
Pişmanlık duyarda dönersen geri
Gel de gör aşkından kalan eseri
Seyret ateşinin düştüğü yeri
Hasretin zulmünü gör de öyle git
CEMAL SAFI
—-
Serseri
Ne bir selam geldi, ne haber senden,
Unuttun sen beni yıllardan beri.
Sakın aynı şeyi bekleme benden,
Ben hala aşığım, hala serseri.
Hayalinle dostum, seninle düşman,
Özlemle arkadaş, sevgiye pişman,
Yürekten sevmişse unutmaz insan,
Ben hala aşığım, hala serseri.
İçimde bir sevda yanar derinden,
Gönlümü kırdın sen, nice yerinden,
Teselli beklerim resimlerinden,
Ben hala aşığım, hala serseri.
Sevgine tutkunum, esrarkeş gibi,
Gözlerin gönlümde bir güneş gibi,
Hayalin benimle yaşar, eş gibi,
Ben hala aşığım, hala serseri.
Yıllar ne acılar kattı, gönlüme,
Ayrılığın neler etti, gönlüme,
En çok da unutman yetti, gönlüme,
Ben hala aşığım, hala serseri.
—-
Serseri
Ben biraz deli biraz serseri
Her yanlis, her askim gibi…
Ben biraz deli biraz serseri
Zalimligim kacmadi ki…
Ben biraz deli biraz serseri
Takmadan kimseleri
Yasarim askimi icimde…
—-
Yolum çıkmaz bir sokak
Üstünde binbir tuzak
Hem ürkek,hem de korkak
Paniklerde serseri
Çaresi yok sanırım
Kovana küstü arım
Ben kendimi tanırım
Çözümlerde serseri
Beni bana anlatan
Her an elimden tutan
Sahibim,ey Yaratan
Dualarda serseri
Papuç kadar bir ‘dil’dim
Yanlışı doğru bildim
Ne yazdım,neyi sildim
Sayfalarda serseri
Şiir heceye borçlu
Sabah geceye borçlu
Duman bacaya borçlu
Borsalarda serseri
Böyle bitti hikayet
Baştanbaşa şikayet
Serzenişti nihayet
Nakaratta serseri
—-
Serseri Dünya
Çeyrek kaldı kıyamete.
Zaman serseri,dünya’da.
Söz geçmez oldu millete.
İnsan, serseri dünya’da.
Dünya şuuru kaybetmiş.
Doğruyu yanlış kaydetmiş.
Zalim kalmış,mazlum gitmiş.
Yaman, serseri dünya’da.
Haklıların rengi solmuş.
Dünya’ya haksızlık dolmuş.
Rüşvet,torpil başkan olmuş.
Aman serseri dünya’da.
Şişmanlamış imansızlık.
Haklı görünmüş,haksızlık.
Adalet olmuş,acizlik.
Yalan,serseri dünya’da.
Yalan dünya neye yarar.
Vermeliyiz doğru karar.
Binali başını sarar,
Duman,serseri dünya; da.
KURBAN OLUR BU CAN SANA,
DOSTLUGUNU SUNDUN BANA,
HALIMI BILMEK ISTERSEN,
UMMAN, SERSERI DÜNYADA…
—-
Serseri gönlüm(şarkı sözü)
Fazla naz aşık usandırırmış
Bilmem gönlüm nasıl dayanmış
Belliki deli gibi yanmış
Serseri serseri gönlüm
Boşyere yolunu bekleme artık
Herşeyi şansa kadere bıraktık
Baksana geçen günlere yazık
Serseri serseri gönlüm
Bilirim ne kadar unutsanda
Gecelerin günlerin hepsi onunla
Gel artık hiç boşa yanma
Serseri serseri gönlüm
Boşyere yolunu bekleme artık
Herşeyi şansa kadere bıraktık
Baksana geçen günlere yazık
Serseri serseri gönlüm
—-
İki Serseri
İki serseri var:
Birinci serseri
köprü altında yatar, `
sularda yıldızları sayar geceleri.
İki serseri var:
İkinci serseri
atlas yakalı sarhoş sofralarında
Bağdatlı bir dilencinin çaldığı sazdır.
Fransız emperyalizminin
idare meclisinde ayvazdır..
Ben:
ne köprü altında yatan,
ne de atlas yakalı sarhoş sofralarında
saz calip Arabistan fıstığı satan-
-lakin
şairiyim;
topraktan, ateşten ve demirden
hayatı yaratan-
-lakin
şairiyim ben.
—-
Serseri
Tutunmaz hiçbir dala
Kanaat olmaz birtek güle
Bağlanmaz kimseye yüreğiyle
Serseri ruhludur serseri
Zamanı tutmaz asla birbirini
Gönülden sevmez hiçbirini
Yalanlarıyla avutur her birini
Serseri ruhludur serseri
Derin düşünmez hiçbir zaman
Hayatı olmuş anlamsız ve yalan
Hep başkalarıdır çiçeği solan
Serseri ruhludur serseri
Görülmez gamsızlığın böylesi
Böylemi olur insanın dünya hevesi
Hiçmi rastlamaz yaşamın çilesi
Serseri ruhluhludur serseri
Hiçmi mahrum kalmadı gülmekten
Ayrılık görmedimi hiç felekten
Usanmadımı hep başkalarını üzmekten
Serseri ruhludur serseri
—-
Serseri Gönül
Bir gecede yıkıldım oyun bitti serseri gönül
Kor ateşte yakıldım sevdam gitti serseri gönül
Sen sevmeyi bilmedin artık yetti serseri gönül
Faydasız ne yapsanda giden gitti serseri gönül
Kaynak http://www.nazlim.net/siir-siiri/serseri-siirleri.html#ixzz3QdxQJcle